9786059900324
455486
https://www.munzevikitabevi.com/aybars
Aybars
9.00
içbir söz vaki olmayinca artik Aybars'in önünde hiçbir engel kalmamisti. Sade gidilecek yollar… Aybars Sam, Halep ve dolaylarinda iktidarini kurup, otoritesini arttirinca Suriye'de sirtini saglama aldi. Ve hükümranligi için Kahire yollarini tuttu. Günler geçmek bilmiyordu, yol tükenmek. Ve öyle ki her azmin bir muradi vardi. Nihayet Nil'in kucakladigi Kahire'nin devasa silueti belirdi. Bir Cuma sabahi sehre girdigi vakit, daha evvelden süpürülmüs sokaklar ve temizlenmis yol boyunca halkin coskun tezahüratlari arasinda sehre girdi. Kenarlari islemeli zirhlari ve görkemli elbiseleriyle Eyyubi ardillari olan emirleri Aybars'in önünden gidiyorlardi. Bahir Emirleri ise beyaz ve sirmalar içinde dimdik duran Sultan'i takip ediyorlardi. Sokaktaki halk önlerinden geçen Sultan Aybars'i bir lahza görebilmek için çagiriyorlardi. Yanina nadide çiçekler atiliyor, beyaz küheylani Akça'nin nallarini bastigi yerlerden toprak alabilmek için yerlere diz çöküyorlardi. Ama o sadece bunca sasaaya ve coskunluga karsin bir çift göz aramaktaydi.Yesile çalan hafif çekik, bir çift göz… Aybars dudaklarinda bir tebessümle bir hayale bakiyordu. Eskisinden daha güzeldi. Nazenin yapraklarindan hafif damlalar sarkiyordu. Birbirlerine kenetlenmisti gözleri. Elindeki gül goncasini ona uzatti. Narin elleri, ellerine degdi.“Aybars…” diyebildi. O hazin yillari anarcasina.Aybars'a hem çöl vaat edilmisti hem de çöl gülü.Pekâlâ, her azmin bir muradi vardi.
içbir söz vaki olmayinca artik Aybars'in önünde hiçbir engel kalmamisti. Sade gidilecek yollar… Aybars Sam, Halep ve dolaylarinda iktidarini kurup, otoritesini arttirinca Suriye'de sirtini saglama aldi. Ve hükümranligi için Kahire yollarini tuttu. Günler geçmek bilmiyordu, yol tükenmek. Ve öyle ki her azmin bir muradi vardi. Nihayet Nil'in kucakladigi Kahire'nin devasa silueti belirdi. Bir Cuma sabahi sehre girdigi vakit, daha evvelden süpürülmüs sokaklar ve temizlenmis yol boyunca halkin coskun tezahüratlari arasinda sehre girdi. Kenarlari islemeli zirhlari ve görkemli elbiseleriyle Eyyubi ardillari olan emirleri Aybars'in önünden gidiyorlardi. Bahir Emirleri ise beyaz ve sirmalar içinde dimdik duran Sultan'i takip ediyorlardi. Sokaktaki halk önlerinden geçen Sultan Aybars'i bir lahza görebilmek için çagiriyorlardi. Yanina nadide çiçekler atiliyor, beyaz küheylani Akça'nin nallarini bastigi yerlerden toprak alabilmek için yerlere diz çöküyorlardi. Ama o sadece bunca sasaaya ve coskunluga karsin bir çift göz aramaktaydi.Yesile çalan hafif çekik, bir çift göz… Aybars dudaklarinda bir tebessümle bir hayale bakiyordu. Eskisinden daha güzeldi. Nazenin yapraklarindan hafif damlalar sarkiyordu. Birbirlerine kenetlenmisti gözleri. Elindeki gül goncasini ona uzatti. Narin elleri, ellerine degdi.“Aybars…” diyebildi. O hazin yillari anarcasina.Aybars'a hem çöl vaat edilmisti hem de çöl gülü.Pekâlâ, her azmin bir muradi vardi.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.