9789753425803
381968
https://www.munzevikitabevi.com/bilinc-kullanim-kilavuzu
Bilinç Kullanım Kılavuzu
325.80
Dogal bir olusum olarak fiziksel ve biyolojik yasalara tabi olan beynimizde, nasil olup da bilinç ortaya çikti? Hangi biyolojik mekanizmalarla ortaya çikti? Ya da insan bilinci ne ise yarar? “Bilinç Incelemeleri“ alani bu sorulara cevap ariyor. Son yillarda farkli disiplinlerden -klasik bilim dallarinin yani sira sinirbilim, bilgisayar bilimi ve genetikten, ayrica zihin felsefesinden ve fenomenolojiden- yararlanan genis bir arastirmaci toplulugunun bu alandaki çalismalari simdiden çok etkileyici bir literatür yaratti.
Bilinç, Kullanim Kilavuzu bu yeni arastirma alaniyla tanismak için ideal kitap. Arastirmacilara oldugu kadar merakli okura da hitap eden kitap, “bilinç“ teriminin farkli anlamlarini açiklayan bir bölümle açiliyor. Sinirbilimin sasirtici bulgularinin, insanin farkindalik halinin temelinde yattigi düsünülen iki alandan kaynaklandigini ögreniyoruz: Uyku-uyanma bilimi ile görme bilimi. Kitabin bu bölümlerinde epilepsi, körgörü, halüsinasyonlar gibi çesitli bozukluklar anlatilirken, okurun bilincin isleyisini daha yakindan kavramasina imkân taniyan vaka hikâyelerine de yer veriliyor. Insan bilincinin evrimini, insan kültürünün evrimiyle birlikte anlatan kapsamli bir bölümden sonra, halihazirdaki bilinç kuramlari, bilincin nasil olup da deneyim üretebildigiyle ilgili felsefi tartismalar konu ediliyor.
Beyin, beyin üzerine düsünüyor: Evrenin en hayret uyandirici bilimsel meselesinin tam da hiç sorgulamadan her gün “kullandigimiz“ kendi bilincimiz olduguna ikna oluyoruz bu kitabi okurken.
(Arka Kapak)
Bilinç, Atlantigin her iki yakasinda da bilim insanlariyla felsefeciler arasinda çok revaçta bir konu. “Yeniden kazanilmis“, “yeniden kesfedilmis“, “yeniden ele alinmis“, hatta yeniden “açiklanmis“ durumda. Journal of Consciousness Studies (Bilinç Arastirmalari Dergisi) adli bir dergi psikoloji, fizyoloji, anatomi, bilgi islem, yapay zekâ, din ve felsefe alanlarinda çalisan arastirmacilarin tartismalarini içeriyor. Tucson'daki Arizona Üniversitesi “Bilinç Bilimine Dogru“ baslikli önemli bir bienale ev sahipligi yapiyor; bienal için gerekli arastirmalara mali destegi Association for the Scientific Study of Consciousness (Bilimsel Bilinç Çalismalari Dernegi) sagliyor. Yakin zamanlarda, konuya olan ilgi akademik dergiler ve kurumlarin disina tasti. Dergi ve günlük gazetelerin editörleri, bilim ve sanat programlarinin yapimcilari, hepsi de farkindaligin dogasiyla onun beyindeki temelinin, sik sik konu edinmeye degecek derecede sik basliklar oldugunu düsünüyorlar.
Bilinç pesinde sürülen izin sonunda sizi cazip bir avin bekledigini düsünmekle haksiz sayilmazsiniz. Hayali bir ödül için bu kadar entelektüel çabayi heba etmek akil kâri mi? Belki de öyle. Bilincin izini sürmek, bilimsel çabalar için alisilmadik bir seydir; hatta felsefecilerle bilim insanlarinin da aralarinda yer aldigi güçlü bir düsünür grubu böyle bir arastirmaya kalkismanin bile akillica bir sey olup olmadigini sorgulamistir. Bu düsünürler, bilinç kavraminin, üzerinde ciddi degerlendirmeler yapilamayacak kadar bulanik bir kavram oldugu iddiasindadir. Onlara göre, bilinç kavrami zihinle ilgili gündelik düsünceden, “halk psikolojisi“nden kaynaklanir. Bu kirli geçmisi, bilimsel kullanima uygun olmamasina neden olur. Felsefecilerin bu kafa karistirici kavramin düsüncelerimiz üzerindeki etkisini gevsetmek için ellerinden gelen gayreti göstermeleri gerekir onlara bakilirsa. Psikologlarsa bu kavramla hiç ilgilenmeseler daha iyidir. “Bilinç sorunlari“ diye bir sey varsa, bu sorunlar dili tutarsiz ve özensiz kullanmamizdan kaynaklanir.
Bu süpheler karsisinda, bilincin izini sürmek için zaman ve enerji harcamadan önce tedarikli olmak sart. Bilinç sözcügüyle ve onunla yakin akraba olan “özbilinç“ ve “vicdan“ sözcükleriyle neyi kastettigimizi daha açik bir biçimde ortaya koymaya çalismaliyiz. Bu anlam arastirmasi bu bölümün ana görevini olusturuyor.
Düsüncemizi hem mümkün kilmaya hem de imkânsiz kilmaya muktedir olan dil, tarihle iç içedir. Ingilizcedeki birbiriyle akraba bil
Bilinç, Kullanim Kilavuzu bu yeni arastirma alaniyla tanismak için ideal kitap. Arastirmacilara oldugu kadar merakli okura da hitap eden kitap, “bilinç“ teriminin farkli anlamlarini açiklayan bir bölümle açiliyor. Sinirbilimin sasirtici bulgularinin, insanin farkindalik halinin temelinde yattigi düsünülen iki alandan kaynaklandigini ögreniyoruz: Uyku-uyanma bilimi ile görme bilimi. Kitabin bu bölümlerinde epilepsi, körgörü, halüsinasyonlar gibi çesitli bozukluklar anlatilirken, okurun bilincin isleyisini daha yakindan kavramasina imkân taniyan vaka hikâyelerine de yer veriliyor. Insan bilincinin evrimini, insan kültürünün evrimiyle birlikte anlatan kapsamli bir bölümden sonra, halihazirdaki bilinç kuramlari, bilincin nasil olup da deneyim üretebildigiyle ilgili felsefi tartismalar konu ediliyor.
Beyin, beyin üzerine düsünüyor: Evrenin en hayret uyandirici bilimsel meselesinin tam da hiç sorgulamadan her gün “kullandigimiz“ kendi bilincimiz olduguna ikna oluyoruz bu kitabi okurken.
(Arka Kapak)
Bilinç, Atlantigin her iki yakasinda da bilim insanlariyla felsefeciler arasinda çok revaçta bir konu. “Yeniden kazanilmis“, “yeniden kesfedilmis“, “yeniden ele alinmis“, hatta yeniden “açiklanmis“ durumda. Journal of Consciousness Studies (Bilinç Arastirmalari Dergisi) adli bir dergi psikoloji, fizyoloji, anatomi, bilgi islem, yapay zekâ, din ve felsefe alanlarinda çalisan arastirmacilarin tartismalarini içeriyor. Tucson'daki Arizona Üniversitesi “Bilinç Bilimine Dogru“ baslikli önemli bir bienale ev sahipligi yapiyor; bienal için gerekli arastirmalara mali destegi Association for the Scientific Study of Consciousness (Bilimsel Bilinç Çalismalari Dernegi) sagliyor. Yakin zamanlarda, konuya olan ilgi akademik dergiler ve kurumlarin disina tasti. Dergi ve günlük gazetelerin editörleri, bilim ve sanat programlarinin yapimcilari, hepsi de farkindaligin dogasiyla onun beyindeki temelinin, sik sik konu edinmeye degecek derecede sik basliklar oldugunu düsünüyorlar.
Bilinç pesinde sürülen izin sonunda sizi cazip bir avin bekledigini düsünmekle haksiz sayilmazsiniz. Hayali bir ödül için bu kadar entelektüel çabayi heba etmek akil kâri mi? Belki de öyle. Bilincin izini sürmek, bilimsel çabalar için alisilmadik bir seydir; hatta felsefecilerle bilim insanlarinin da aralarinda yer aldigi güçlü bir düsünür grubu böyle bir arastirmaya kalkismanin bile akillica bir sey olup olmadigini sorgulamistir. Bu düsünürler, bilinç kavraminin, üzerinde ciddi degerlendirmeler yapilamayacak kadar bulanik bir kavram oldugu iddiasindadir. Onlara göre, bilinç kavrami zihinle ilgili gündelik düsünceden, “halk psikolojisi“nden kaynaklanir. Bu kirli geçmisi, bilimsel kullanima uygun olmamasina neden olur. Felsefecilerin bu kafa karistirici kavramin düsüncelerimiz üzerindeki etkisini gevsetmek için ellerinden gelen gayreti göstermeleri gerekir onlara bakilirsa. Psikologlarsa bu kavramla hiç ilgilenmeseler daha iyidir. “Bilinç sorunlari“ diye bir sey varsa, bu sorunlar dili tutarsiz ve özensiz kullanmamizdan kaynaklanir.
Bu süpheler karsisinda, bilincin izini sürmek için zaman ve enerji harcamadan önce tedarikli olmak sart. Bilinç sözcügüyle ve onunla yakin akraba olan “özbilinç“ ve “vicdan“ sözcükleriyle neyi kastettigimizi daha açik bir biçimde ortaya koymaya çalismaliyiz. Bu anlam arastirmasi bu bölümün ana görevini olusturuyor.
Düsüncemizi hem mümkün kilmaya hem de imkânsiz kilmaya muktedir olan dil, tarihle iç içedir. Ingilizcedeki birbiriyle akraba bil
Dogal bir olusum olarak fiziksel ve biyolojik yasalara tabi olan beynimizde, nasil olup da bilinç ortaya çikti? Hangi biyolojik mekanizmalarla ortaya çikti? Ya da insan bilinci ne ise yarar? “Bilinç Incelemeleri“ alani bu sorulara cevap ariyor. Son yillarda farkli disiplinlerden -klasik bilim dallarinin yani sira sinirbilim, bilgisayar bilimi ve genetikten, ayrica zihin felsefesinden ve fenomenolojiden- yararlanan genis bir arastirmaci toplulugunun bu alandaki çalismalari simdiden çok etkileyici bir literatür yaratti.
Bilinç, Kullanim Kilavuzu bu yeni arastirma alaniyla tanismak için ideal kitap. Arastirmacilara oldugu kadar merakli okura da hitap eden kitap, “bilinç“ teriminin farkli anlamlarini açiklayan bir bölümle açiliyor. Sinirbilimin sasirtici bulgularinin, insanin farkindalik halinin temelinde yattigi düsünülen iki alandan kaynaklandigini ögreniyoruz: Uyku-uyanma bilimi ile görme bilimi. Kitabin bu bölümlerinde epilepsi, körgörü, halüsinasyonlar gibi çesitli bozukluklar anlatilirken, okurun bilincin isleyisini daha yakindan kavramasina imkân taniyan vaka hikâyelerine de yer veriliyor. Insan bilincinin evrimini, insan kültürünün evrimiyle birlikte anlatan kapsamli bir bölümden sonra, halihazirdaki bilinç kuramlari, bilincin nasil olup da deneyim üretebildigiyle ilgili felsefi tartismalar konu ediliyor.
Beyin, beyin üzerine düsünüyor: Evrenin en hayret uyandirici bilimsel meselesinin tam da hiç sorgulamadan her gün “kullandigimiz“ kendi bilincimiz olduguna ikna oluyoruz bu kitabi okurken.
(Arka Kapak)
Bilinç, Atlantigin her iki yakasinda da bilim insanlariyla felsefeciler arasinda çok revaçta bir konu. “Yeniden kazanilmis“, “yeniden kesfedilmis“, “yeniden ele alinmis“, hatta yeniden “açiklanmis“ durumda. Journal of Consciousness Studies (Bilinç Arastirmalari Dergisi) adli bir dergi psikoloji, fizyoloji, anatomi, bilgi islem, yapay zekâ, din ve felsefe alanlarinda çalisan arastirmacilarin tartismalarini içeriyor. Tucson'daki Arizona Üniversitesi “Bilinç Bilimine Dogru“ baslikli önemli bir bienale ev sahipligi yapiyor; bienal için gerekli arastirmalara mali destegi Association for the Scientific Study of Consciousness (Bilimsel Bilinç Çalismalari Dernegi) sagliyor. Yakin zamanlarda, konuya olan ilgi akademik dergiler ve kurumlarin disina tasti. Dergi ve günlük gazetelerin editörleri, bilim ve sanat programlarinin yapimcilari, hepsi de farkindaligin dogasiyla onun beyindeki temelinin, sik sik konu edinmeye degecek derecede sik basliklar oldugunu düsünüyorlar.
Bilinç pesinde sürülen izin sonunda sizi cazip bir avin bekledigini düsünmekle haksiz sayilmazsiniz. Hayali bir ödül için bu kadar entelektüel çabayi heba etmek akil kâri mi? Belki de öyle. Bilincin izini sürmek, bilimsel çabalar için alisilmadik bir seydir; hatta felsefecilerle bilim insanlarinin da aralarinda yer aldigi güçlü bir düsünür grubu böyle bir arastirmaya kalkismanin bile akillica bir sey olup olmadigini sorgulamistir. Bu düsünürler, bilinç kavraminin, üzerinde ciddi degerlendirmeler yapilamayacak kadar bulanik bir kavram oldugu iddiasindadir. Onlara göre, bilinç kavrami zihinle ilgili gündelik düsünceden, “halk psikolojisi“nden kaynaklanir. Bu kirli geçmisi, bilimsel kullanima uygun olmamasina neden olur. Felsefecilerin bu kafa karistirici kavramin düsüncelerimiz üzerindeki etkisini gevsetmek için ellerinden gelen gayreti göstermeleri gerekir onlara bakilirsa. Psikologlarsa bu kavramla hiç ilgilenmeseler daha iyidir. “Bilinç sorunlari“ diye bir sey varsa, bu sorunlar dili tutarsiz ve özensiz kullanmamizdan kaynaklanir.
Bu süpheler karsisinda, bilincin izini sürmek için zaman ve enerji harcamadan önce tedarikli olmak sart. Bilinç sözcügüyle ve onunla yakin akraba olan “özbilinç“ ve “vicdan“ sözcükleriyle neyi kastettigimizi daha açik bir biçimde ortaya koymaya çalismaliyiz. Bu anlam arastirmasi bu bölümün ana görevini olusturuyor.
Düsüncemizi hem mümkün kilmaya hem de imkânsiz kilmaya muktedir olan dil, tarihle iç içedir. Ingilizcedeki birbiriyle akraba bil
Bilinç, Kullanim Kilavuzu bu yeni arastirma alaniyla tanismak için ideal kitap. Arastirmacilara oldugu kadar merakli okura da hitap eden kitap, “bilinç“ teriminin farkli anlamlarini açiklayan bir bölümle açiliyor. Sinirbilimin sasirtici bulgularinin, insanin farkindalik halinin temelinde yattigi düsünülen iki alandan kaynaklandigini ögreniyoruz: Uyku-uyanma bilimi ile görme bilimi. Kitabin bu bölümlerinde epilepsi, körgörü, halüsinasyonlar gibi çesitli bozukluklar anlatilirken, okurun bilincin isleyisini daha yakindan kavramasina imkân taniyan vaka hikâyelerine de yer veriliyor. Insan bilincinin evrimini, insan kültürünün evrimiyle birlikte anlatan kapsamli bir bölümden sonra, halihazirdaki bilinç kuramlari, bilincin nasil olup da deneyim üretebildigiyle ilgili felsefi tartismalar konu ediliyor.
Beyin, beyin üzerine düsünüyor: Evrenin en hayret uyandirici bilimsel meselesinin tam da hiç sorgulamadan her gün “kullandigimiz“ kendi bilincimiz olduguna ikna oluyoruz bu kitabi okurken.
(Arka Kapak)
Bilinç, Atlantigin her iki yakasinda da bilim insanlariyla felsefeciler arasinda çok revaçta bir konu. “Yeniden kazanilmis“, “yeniden kesfedilmis“, “yeniden ele alinmis“, hatta yeniden “açiklanmis“ durumda. Journal of Consciousness Studies (Bilinç Arastirmalari Dergisi) adli bir dergi psikoloji, fizyoloji, anatomi, bilgi islem, yapay zekâ, din ve felsefe alanlarinda çalisan arastirmacilarin tartismalarini içeriyor. Tucson'daki Arizona Üniversitesi “Bilinç Bilimine Dogru“ baslikli önemli bir bienale ev sahipligi yapiyor; bienal için gerekli arastirmalara mali destegi Association for the Scientific Study of Consciousness (Bilimsel Bilinç Çalismalari Dernegi) sagliyor. Yakin zamanlarda, konuya olan ilgi akademik dergiler ve kurumlarin disina tasti. Dergi ve günlük gazetelerin editörleri, bilim ve sanat programlarinin yapimcilari, hepsi de farkindaligin dogasiyla onun beyindeki temelinin, sik sik konu edinmeye degecek derecede sik basliklar oldugunu düsünüyorlar.
Bilinç pesinde sürülen izin sonunda sizi cazip bir avin bekledigini düsünmekle haksiz sayilmazsiniz. Hayali bir ödül için bu kadar entelektüel çabayi heba etmek akil kâri mi? Belki de öyle. Bilincin izini sürmek, bilimsel çabalar için alisilmadik bir seydir; hatta felsefecilerle bilim insanlarinin da aralarinda yer aldigi güçlü bir düsünür grubu böyle bir arastirmaya kalkismanin bile akillica bir sey olup olmadigini sorgulamistir. Bu düsünürler, bilinç kavraminin, üzerinde ciddi degerlendirmeler yapilamayacak kadar bulanik bir kavram oldugu iddiasindadir. Onlara göre, bilinç kavrami zihinle ilgili gündelik düsünceden, “halk psikolojisi“nden kaynaklanir. Bu kirli geçmisi, bilimsel kullanima uygun olmamasina neden olur. Felsefecilerin bu kafa karistirici kavramin düsüncelerimiz üzerindeki etkisini gevsetmek için ellerinden gelen gayreti göstermeleri gerekir onlara bakilirsa. Psikologlarsa bu kavramla hiç ilgilenmeseler daha iyidir. “Bilinç sorunlari“ diye bir sey varsa, bu sorunlar dili tutarsiz ve özensiz kullanmamizdan kaynaklanir.
Bu süpheler karsisinda, bilincin izini sürmek için zaman ve enerji harcamadan önce tedarikli olmak sart. Bilinç sözcügüyle ve onunla yakin akraba olan “özbilinç“ ve “vicdan“ sözcükleriyle neyi kastettigimizi daha açik bir biçimde ortaya koymaya çalismaliyiz. Bu anlam arastirmasi bu bölümün ana görevini olusturuyor.
Düsüncemizi hem mümkün kilmaya hem de imkânsiz kilmaya muktedir olan dil, tarihle iç içedir. Ingilizcedeki birbiriyle akraba bil
Axess Kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 325,80 | 325,80 |
2 | 169,42 | 338,83 |
3 | 115,12 | 345,35 |
6 | 58,64 | 351,86 |
9 | 39,82 | 358,38 |
Bonus Kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 325,80 | 325,80 |
2 | 169,42 | 338,83 |
3 | 115,12 | 345,35 |
6 | 58,64 | 351,86 |
9 | 39,82 | 358,38 |
Paraf Kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 325,80 | 325,80 |
2 | 169,42 | 338,83 |
3 | 115,12 | 345,35 |
6 | 58,64 | 351,86 |
9 | 39,82 | 358,38 |
Maximum Kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 325,80 | 325,80 |
2 | 169,42 | 338,83 |
3 | 115,12 | 345,35 |
6 | 58,64 | 351,86 |
9 | 39,82 | 358,38 |
World Kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 325,80 | 325,80 |
2 | 169,42 | 338,83 |
3 | 115,12 | 345,35 |
6 | 58,64 | 351,86 |
9 | 39,82 | 358,38 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.