Birinci Kötü Adam Bir Miranda July Romanı

The Future (Gelecek) ve Me and You and Everyone We Know (Ben ve Sen ve Digerleri) gibi kendisinin yazdigi, yönettigi ve oynadigi filmlerle Sundance ve Cannes gibi film festivallerinden ödüllerle dönen Miranda July, konusan kediler ve dans eden tisörtlerin hiç de garip karsilanmadigi o harika evrenini edebiyata tasiyor. Adi Birinci Kötü Adam olmasina ragmen, kahramanlarinin iyi ya da kötü gibi siniflandirmalari kesinlikle reddeden iki kadin oldugu ilk romaniyla yalnizligi, aski, anneligi, iliskileri yeniden tanimlayarak bizi sasirtiyor, heyecanlandiriyor, büyülüyor. Simdiden yirmi üç ülkeden okurlariyla bulusan July, hiç kuskusuz günümüzün en özgün sanatçilarindan.“Cheryl Glickman, Miranda July'in bu unutulmaz romaninin kahramani, son zamanlarda okudugum kitaplarda rastladigim en özgün, en sasirtici ve tuhaf bir biçimde en sempatik karakter. Içtenlikle anlatilan bu epik masal, karakterin garip ve kirilgan bir yalnizlik içinde yasadigi bir yerden baslayip geleneksel olmayan bir ask ve baglilik öyküsüne evriliyor. Kesinlikle elinizden birakamayacaginiz bir roman bu ve July'in birinci sinif bir romanci oldugunu kanitliyor.“Dave Eggers“July duygusallik riskine girer. Ama bu bir sekilde son kitapta daha önce konumlandirilan büyük bir umudun tekrari oldugundan ve her sey bunun üzerine kuruldugundan, insani heyecan içinde, soluksuz birakir. Okur, ister bu konuda önceden uyarilmis olsun, ister olmasin gözyaslarina bogulabilir. Kitabin sonsözü düsen bir çig gibi etkileyicidir. Ve kisi ancak o zaman nicedir bunu beklediginin farkina varir. Böylelikle okur farkli yetenekleri olan Miranda July'i roman yaziminin topraklarina kabul eder. Onu kategorize etmek güçtür. O nesiller arasinda bir yerdedir. Psisik baga, tutkunun ruhani açidan arindirici yönlerine inanir. Onun satirlari sarki söyler. Hiç kimse buraya ondan daha fazla ait degildir.”Lorrie Moore“Simdiye kadar hiçbir kitap ruhumla, cinselligimle, içimdeki gizli ben'le bu kadar derinden konusmamisti. Artik yalniz olmadigimi biliyorum.” Lena Dunham