Cumhurbaşkanlığı Sistemi

Türkiye'de hükümet sistemi tartismalari içerik itibariyla teknik bir mesele olmasina karsin daha ziyade siyasi pozisyonlar ve ideolojik mevziler üzerine yürütülmüstür. Cumhuriyetin kurulusundan bu yana resmî ideoloji ve vesayet kurumlari sivil siyaset üzerinde öylesine etkin olmuslardir ki; hangi hükümet sistemi tercihinin ülkeye fayda saglayacagi, sistemlerin avantaj ve dezavantajlari gibi hususlar önceligini kaybetmistir. Bu açidan bakildiginda hükümet sistemi arayisinda, ‘Teklif edilen hükümet sistemiyle nasil bir Türkiye hayal ediyoruz?' sorusu önem kazanmaktadir. Son yillarda kökleri mazide bir istikbal sancisiyla uyanisa geçen Türkiye'nin, küresel mücadelede aktif bir oyuncu olarak öne çikmasinin bazi çevreleri tedirgin etmesi gayet dogal. Çünkü Türkiye çok uluslu seçkinlerin ayricaliklarini, çikarlarini ve hegemonyalarini sarsacak bir tehtit potansiyeli tasiyor. Bu sebepledir ki; PKK, PYD, DEAS, FETÖ terör örgütleriyle, ekonomik ve toplumsal operasyonlarla terbiye edilmeye çalisilmakta ve istikrarsiz günlerine yeniden dönmesi için türlü planlar devreye sokulmaktadir. Iste böyle bir konjonktürde Türkiye'nin cumhurbaskanligi sistemine geçisi, bir asirlik fetret döneminden sonra tarihî bir kirilmaya isaret ediyor. 16 Nisan 2017'de iktidarda istikrari sürekli hâle getirecek, iktidari gerçek anlamda muktedir yapacak bir hükümet sistemi teklifi milletin teveccühlerine arz edilecek. Yapilacak olan halk oylamasinda; ya büyük Türkiye fikrine dar gelen parlamenter sistemle yolumuza devam edecegiz yahut tarihimizi hizlandiracak yeni ve güçlü bir sisteme kavusmus olacagiz.