9789759971113
585394
https://www.munzevikitabevi.com/deniz-savaslari-hakkinda-buyuklere-armagan
Deniz Savaşları Hakkında Büyüklere Armağan
75.00
Elinizdeki kitap Kâtip Çelebi'nin kendi zamanina degin yapilmis Osmanli deniz savaslarinin tarihidir. Bir zamanlar Akdeniz ile Karadeniz'i kendi gölleri haline getiren Osmanli Türklerinin XVII. yüzyilda yavas yavas geriledigi, Venedik gemilerinin Çanakkale Bogazi'ni kapayarak Türk donanmasinin denize açilmasina yol vermeyecek kerteye geldigi günlerde Kâtip Çelebi, pek uzakta olmayan eski günlerin gögüs kabartan hikâyelerini anlatarak Türklere yeni bir iç gücü vermek amaciyla bu kitabini yazmistir. Kitap bu savaslarin cansiz, kuru bir hikâyesi degildir. Yer yer ayrintilara da inerek onu zevkle, heyecanla, o günlerin özlemini ve gururunu duyarak, edebiyat ve üslup degeri olan bir yükseklige çikarmasini bilmistir. Yalniz savaslari anlatmakla kalmamis, kazanilan zaferlerin yaninda ugradigimiz bozgunlarin nedenlerini de göstererek bunlardan nasil bir ders alinacagini göstermistir. Bununla da yetinmeyerek bir donanmanin kurulusu; donanmadaki gemilerin çesitleri; bunlarin donatilmasi; denize hangi mevsimde ve nasil çikilacagi; nerelerde barinilacagi; savaslarin nasil yapilacagi; bu islerde nasil bir yol izlenecegi konusunda ancak gün görmüs bir denizcinin sahip alabilecegi bilgileri vermistir.Kâtip Çelebi'nin diger eserlerinde de gördügümüz dil sadeligi Tuhfetü'l-Kibâr'da daha da belirgindir. Çagdaslarinin bir bölümünde görülen agir ve yapmacikli dili bir yana atan Kâtip Çelebi'nin amaci kendini göstermek degil, öncelikle gemiciler, deniz savasçilari ve liderleri olmak üzere, okuyucusuna yararli olmak, uyarmak, eski günlerden güç almak, içinde yasadigi bunlu günlerin biraz da utanç veren karasindan okuyucusunu kurtarmaktir. Kapudanlarin bilgisizlikleri, beceriksizlikleri, kiskançliklari, bir köke dayanmayan böbürlenmeleri ve ihtiraslari yüzünden ugranilan bozgunlari oldugu gibi, dosdogru anlatarak kitabinda güttügü amaci hiçbir zaman gözden kaybetmemistir. Dilin ari ve duru olmasinin nedenleri arasinda bu amacin da yeri vardir.
Elinizdeki kitap Kâtip Çelebi'nin kendi zamanina degin yapilmis Osmanli deniz savaslarinin tarihidir. Bir zamanlar Akdeniz ile Karadeniz'i kendi gölleri haline getiren Osmanli Türklerinin XVII. yüzyilda yavas yavas geriledigi, Venedik gemilerinin Çanakkale Bogazi'ni kapayarak Türk donanmasinin denize açilmasina yol vermeyecek kerteye geldigi günlerde Kâtip Çelebi, pek uzakta olmayan eski günlerin gögüs kabartan hikâyelerini anlatarak Türklere yeni bir iç gücü vermek amaciyla bu kitabini yazmistir. Kitap bu savaslarin cansiz, kuru bir hikâyesi degildir. Yer yer ayrintilara da inerek onu zevkle, heyecanla, o günlerin özlemini ve gururunu duyarak, edebiyat ve üslup degeri olan bir yükseklige çikarmasini bilmistir. Yalniz savaslari anlatmakla kalmamis, kazanilan zaferlerin yaninda ugradigimiz bozgunlarin nedenlerini de göstererek bunlardan nasil bir ders alinacagini göstermistir. Bununla da yetinmeyerek bir donanmanin kurulusu; donanmadaki gemilerin çesitleri; bunlarin donatilmasi; denize hangi mevsimde ve nasil çikilacagi; nerelerde barinilacagi; savaslarin nasil yapilacagi; bu islerde nasil bir yol izlenecegi konusunda ancak gün görmüs bir denizcinin sahip alabilecegi bilgileri vermistir.Kâtip Çelebi'nin diger eserlerinde de gördügümüz dil sadeligi Tuhfetü'l-Kibâr'da daha da belirgindir. Çagdaslarinin bir bölümünde görülen agir ve yapmacikli dili bir yana atan Kâtip Çelebi'nin amaci kendini göstermek degil, öncelikle gemiciler, deniz savasçilari ve liderleri olmak üzere, okuyucusuna yararli olmak, uyarmak, eski günlerden güç almak, içinde yasadigi bunlu günlerin biraz da utanç veren karasindan okuyucusunu kurtarmaktir. Kapudanlarin bilgisizlikleri, beceriksizlikleri, kiskançliklari, bir köke dayanmayan böbürlenmeleri ve ihtiraslari yüzünden ugranilan bozgunlari oldugu gibi, dosdogru anlatarak kitabinda güttügü amaci hiçbir zaman gözden kaybetmemistir. Dilin ari ve duru olmasinin nedenleri arasinda bu amacin da yeri vardir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.