9789756130308
394630
https://www.munzevikitabevi.com/erg-enek-on-insanin-kokenine-yolculuk-homerosun-odysseia-adli-yapitinin-analizi
Erg-Enek-On İnsanın Kökenine Yolculuk Homeros'un Odysseia Adlı Yapıtının Analizi
25.00
Mythler, masallar denip geçildi yüzyıllardır, gülerek, kale alınmayarak atalarımızın bizlere aktardıkları. Ünlü ozanımız Homeros ise, mythlerin değil de, yıllardır kökenimiz hakkında anlatılanların masal olduğunu çıkartıyor Odysseiada ortaya. Tabiatın doğasından meydana çıkmış Zeus, Athene ve diğer tanrılara, kalemle hak ettikleri mermerlerde insan formu veren atalarımızın, kökende aynı kaynağa dayalı şaman inançlarını, pagan dinler olarak değerlendirip, binlerce yıldır horlayıp yadsıdık, bizden önce Anadoluya gelen bizlerle birlikte. Oysa, yağmur bulutları, şimşek ve gök gürültülerini Zeus ve onun gümbürtüsüne; onun başından doğan yağmur damlacıklarının sicim şeklindeki biçemleri (Athenenin okları) toprağa düştüğünde, onu yaralayıp üzerinde çukurlar açmasını, savaş imgelemine karşılık Savaş tanrıça dendiğini, anca bugün kavrayabildik. Doğa ve onun güçlerinin zengin teşbih ve istiareleriyle donatılmış, o denli güçlü anlatımlı bu sanat şaheserinin benzerine, bir daha tarih boyunca tanık olabileceğimizi pek sanmıyoruz. Doğaya zarar vermemek için, çizmelerini topuksuz üreten Erg-enek-onlular yanında, sellasının üzerini, insan eliyle ondan daha görkemli bir çatıyı gerçekleştiremeyeceklerini bildikleri için Güneş çarkı ve Gök babaya karşı açık bırakan Didymaion Apollon mabedinin İonyalı mimarlarına, hayran kalmamamız mümkün mü? İnsan şaşıp kalıyor: Olası mı, bu denli doğaya aşık olmak, bugün ona güttüğümüz bunca düşmanlık ortadayken? diye. Kökeni Tokarca B dilinde Torch, Torc, ya da Torque olan Türk adını, çok sıklıkla değiştirdiğimiz dilimiz nedeniyle ve bu haliyle, geçmişte arayıp bulmamız olanaksız. Başka topraklara kültür taşırken, kendi öz dilimiz ve güçlü kültürlerimizden olmuşuz, başkalarına olan özentilerimiz ve kopmamız nedeniyle geçmişimizden. Bu nedenle, mnemonik yönden bize yol gösteren, geçmişimizle olan bağlarımızı tekrar kurmamızı sağlayan, Mneseus ve İstanbulun Byzantion dönemindeki Anadolu kökenli Megaralı kurucusu Byzas Byzantionunun tanrıçası Mnemosyne ile Homerosa teşekkür borçluyuz.Yazar Hakkında;Fırat Düzgüner1973 yılında, İstanbul Üniversitesi Klasik Arkeoloji ve Prehistorya-Ön Asya Bölümlerinden Arif Müfid Mansel, Jale İnan, Aşkıdil Akarca, Rudolf Naumann, Halet Çambel, Ufuk Esin, Muhibbe Darga ve Refik Duru gibi değerli hocaların öğrencisi olarak mezun oldu. 1971-73 yılları arasında, Afif Erzen başkanlığındaki Van-Çavuştepe ve Hırkanis kazılarıyla çevre Urartu merkezlerindeki yüzey araştırmalarıyla Ainostaki (Enez) KlasikYunan kazılarında çalıştı. Bu arada, Van Kalesi ve iskelesinde yaptığı çalışmalarında Rudolf Naumannın asistanlığını yaptı. İstanbul Arkeoloji Müzelerindeki çalışmaları sırasında, pek çok temel kazıları yanında kurtarma kazılarında çalıştı: Pendik (1992); İnceğiz Maltepe Nekropolü (1992-1994), Khalke Sarayının bir bölümü olan Triklinos Kandidat (Adaylar Triklinosu, 1997-1998); Pittakia Bölgesinde Khalke Sarayının bulunduğu Sultanahmet Eski Cezaevi Bahçesi (1999-2000). 1998-1999 yıllarında, aynı müze tarafından Cankurtaran Parsel/38deki kurtarma kazısına başkanlık etti. 2003 yılında emekli olan yazar halen, İstanbulun Byzantion ve Bizans dönemleri üzerindeki çalışmalarını sürdürmektedir.
Mythler, masallar denip geçildi yüzyıllardır, gülerek, kale alınmayarak atalarımızın bizlere aktardıkları. Ünlü ozanımız Homeros ise, mythlerin değil de, yıllardır kökenimiz hakkında anlatılanların masal olduğunu çıkartıyor Odysseiada ortaya. Tabiatın doğasından meydana çıkmış Zeus, Athene ve diğer tanrılara, kalemle hak ettikleri mermerlerde insan formu veren atalarımızın, kökende aynı kaynağa dayalı şaman inançlarını, pagan dinler olarak değerlendirip, binlerce yıldır horlayıp yadsıdık, bizden önce Anadoluya gelen bizlerle birlikte. Oysa, yağmur bulutları, şimşek ve gök gürültülerini Zeus ve onun gümbürtüsüne; onun başından doğan yağmur damlacıklarının sicim şeklindeki biçemleri (Athenenin okları) toprağa düştüğünde, onu yaralayıp üzerinde çukurlar açmasını, savaş imgelemine karşılık Savaş tanrıça dendiğini, anca bugün kavrayabildik. Doğa ve onun güçlerinin zengin teşbih ve istiareleriyle donatılmış, o denli güçlü anlatımlı bu sanat şaheserinin benzerine, bir daha tarih boyunca tanık olabileceğimizi pek sanmıyoruz. Doğaya zarar vermemek için, çizmelerini topuksuz üreten Erg-enek-onlular yanında, sellasının üzerini, insan eliyle ondan daha görkemli bir çatıyı gerçekleştiremeyeceklerini bildikleri için Güneş çarkı ve Gök babaya karşı açık bırakan Didymaion Apollon mabedinin İonyalı mimarlarına, hayran kalmamamız mümkün mü? İnsan şaşıp kalıyor: Olası mı, bu denli doğaya aşık olmak, bugün ona güttüğümüz bunca düşmanlık ortadayken? diye. Kökeni Tokarca B dilinde Torch, Torc, ya da Torque olan Türk adını, çok sıklıkla değiştirdiğimiz dilimiz nedeniyle ve bu haliyle, geçmişte arayıp bulmamız olanaksız. Başka topraklara kültür taşırken, kendi öz dilimiz ve güçlü kültürlerimizden olmuşuz, başkalarına olan özentilerimiz ve kopmamız nedeniyle geçmişimizden. Bu nedenle, mnemonik yönden bize yol gösteren, geçmişimizle olan bağlarımızı tekrar kurmamızı sağlayan, Mneseus ve İstanbulun Byzantion dönemindeki Anadolu kökenli Megaralı kurucusu Byzas Byzantionunun tanrıçası Mnemosyne ile Homerosa teşekkür borçluyuz.Yazar Hakkında;Fırat Düzgüner1973 yılında, İstanbul Üniversitesi Klasik Arkeoloji ve Prehistorya-Ön Asya Bölümlerinden Arif Müfid Mansel, Jale İnan, Aşkıdil Akarca, Rudolf Naumann, Halet Çambel, Ufuk Esin, Muhibbe Darga ve Refik Duru gibi değerli hocaların öğrencisi olarak mezun oldu. 1971-73 yılları arasında, Afif Erzen başkanlığındaki Van-Çavuştepe ve Hırkanis kazılarıyla çevre Urartu merkezlerindeki yüzey araştırmalarıyla Ainostaki (Enez) KlasikYunan kazılarında çalıştı. Bu arada, Van Kalesi ve iskelesinde yaptığı çalışmalarında Rudolf Naumannın asistanlığını yaptı. İstanbul Arkeoloji Müzelerindeki çalışmaları sırasında, pek çok temel kazıları yanında kurtarma kazılarında çalıştı: Pendik (1992); İnceğiz Maltepe Nekropolü (1992-1994), Khalke Sarayının bir bölümü olan Triklinos Kandidat (Adaylar Triklinosu, 1997-1998); Pittakia Bölgesinde Khalke Sarayının bulunduğu Sultanahmet Eski Cezaevi Bahçesi (1999-2000). 1998-1999 yıllarında, aynı müze tarafından Cankurtaran Parsel/38deki kurtarma kazısına başkanlık etti. 2003 yılında emekli olan yazar halen, İstanbulun Byzantion ve Bizans dönemleri üzerindeki çalışmalarını sürdürmektedir.
Axess Kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 25,00 | 25,00 |
2 | 13,00 | 26,00 |
3 | 8,83 | 26,50 |
6 | 4,50 | 27,00 |
9 | 3,06 | 27,50 |
Bonus Kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 25,00 | 25,00 |
2 | 13,00 | 26,00 |
3 | 8,83 | 26,50 |
6 | 4,50 | 27,00 |
9 | 3,06 | 27,50 |
Paraf Kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 25,00 | 25,00 |
2 | 13,00 | 26,00 |
3 | 8,83 | 26,50 |
6 | 4,50 | 27,00 |
9 | 3,06 | 27,50 |
Maximum Kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 25,00 | 25,00 |
2 | 13,00 | 26,00 |
3 | 8,83 | 26,50 |
6 | 4,50 | 27,00 |
9 | 3,06 | 27,50 |
World Kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 25,00 | 25,00 |
2 | 13,00 | 26,00 |
3 | 8,83 | 26,50 |
6 | 4,50 | 27,00 |
9 | 3,06 | 27,50 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.