9789752637641
389728
https://www.munzevikitabevi.com/halide-tutku-huzun-isyan
Halide - Tutku, Hüzün, İsyan
27.50
Her seyi anlamaya çalisan, duyarli, siyah gözleri vardi.Küçük yaslarinda annesiz ve yalniz kaldi. Kendi içinde bir dünya kurdu.31 Mart'ta isyancilarin, isgal Istanbul'unda Ingilizlerin, Milli Mücadele yillarinda Padisah'in ölüm listesinde buldu kendini.Macerali hayati, bir imparatorlugun ve genç Cumhuriyet'in en önemli dönüm noktalarina sahitlik etti.Aykiriydi.Özgürlügüne çok düskündü. Bu yüzden âsik oldugu adami bile terk etti.Yazilari, romanlari, konusmalari ve itirazlariyla dünyanin en iyi tanidigi Türk kadini oldu.Hayati Türkiyeli kadinlarin geçirdigi degisime isik tuttu.Çocuklugunda oldugu gibi, hastaliklari ve yalnizligi içinde hayata gözlerini yumdu.Tutkulu, hüzünlü ve isyankârdi.Adi Halide'ydi.Halide Edip Adivar... Türkiye'nin en güçlü, en ilgi çekici kadin yazar ve aktivistlerinden biri, belki de ilk akla geleni. Osmanli'nin sancili son dönemlerinde, Milli Mücadele yillarinda ve Cumhuriyet'in ilk dönemlerinde dikkat çeken bir aktör.Sultanahmet Mitingi'nde kitleleri costuran, Istiklal Savasi'nda onbasi rütbesi ile savasan, azimli, yilmaz kadin. Kitaplarindan tanidigimiz, bilinen üç bes fotografindan asina oldugumuz sima.Ya Halide? Babasinin adindan, esinin soyadindan, yazar kimliginden bagimsiz bir kadin olarak Halide...Halide Edip denilince, çogumuzun aklinda, Sultanahmet Mitingi'ndeki görüntüleri, Ingiliz edebiyati profesörü olarak ders verdigi kürsülerdeki halleri ya da ömrünün son yillarinda çekilmis, degirmi basörtülü, elinde sigara izmaritli fotograflar belirir. Oysa herkes gibi Halide'nin de bir hayati; bu fotograflarin arkasina saklanmis, tutkuyla, hüzünle ve isyanla örülmüs destansi bir ömür vardir.Belgesel yapimcisi ve yazar Kemal Öztürk, Timas Yayinlari tarafindan okurlara sunulan Halide: Tutku, Hüzün, Isyan isimli kitapta bilindik "Halide" fotografinin arkasindaki asil portreyi bulmaya çalisiyor. Gençligiyle, yasliligiyla, kavgalari ve mücadeleleri ile bambaska bir Halide'yle bulusturmaya çalisiyor okuyucuyu ve bunu görsel açidan hayli zengin bir çalisma ile yapiyor.Mor salkimli bir evde gözlerini açan Halide'nin çocukluk yillari boyunca kendisine eslik eden kareleri görüyoruz en basta: Erken yasta kaybedilen anne, konaktaki kalabalik, üvey anneler, torununun annesizlik acisini bir nebze olsun hafifletmeye çalisan Mevlevi Haminne, kizinin Ingiliz terbiyesine göre yetismesini isteyen baba Edip Bey Halide'nin yeme içme düzenini bile buna göre ayarlamisken sokaklarda özgürce horoz sekeri yiyen akranlar, kolej yillari, dayanilmaz matematikçi Salih Zeki'ye duydugu ask ve ilk evliligi.Siddetle karsi çiktigi çok esliligi hazmedemeyip büyük bir askla bagli oldugu Salih Zeki'den ayrilisi, Darülmuallimat ve Lübnan'daki hocalik günleri, Dr Adnan Bey'le evliligi ve Milli Mücadele yillari, bir süre sonra Mustafa Kemal'le görüslerinin ayrilmasi ve 15 yil süren "gönüllü sürgün", bagimsizligi için onca mücadele ettigi ülkesine ancak 1939'da geri dönmesi ve eserleri.Sayfalar arasinda gezinirken bazi sürprizlerle de karsilasiyoruz. Yazar, Halide Edip'le Mustafa Kemal arasindaki görüs ayriliginda belki de Mustafa Kemal'in Latife Hanim'la evlenmek üzere Fikriye Hanim'i yurtdisina tedaviye göndermesinin yatabilecegini söylüyor. Belki de Halide, Fikriye'den vazgeçen Mustafa Kemal'de Salih Zeki'yi görmüstü. "Belki de Halide ile Mustafa Kemal arasinda yasanan sorunlarin temelinde bir de bu olay vardir. Halide de Mustafa Kemal gibi güçlü, otoriter ve bir kadina asla baglanmayan birine âsik olmustu ve Fikriye gibi karsilik bulamamisti. Halide de Fikriye gibi ikinci bir kadin yüzünden sevdigi adamdan ayrilmisti. Halide de Fikriye gibi çok aci çekmisti."Ya da uzun süren sürgün yüzünden babaannesini ancak çocuklugunun ilerleyen dönemlerinde görebilen torun Ömer Sayar'in Halide'yle ilk karsilasmasini anlatisi ile sasirabiliyoruz: "Küçücük bir kadindi, müthis etkileyici bir yüzü vardi, asik suratli. Saçlarini sikica yapistirip arkada topuz yapmisti ve hafif mavimtirakti, çivit sürüyordu galiba. Elleri son derece bakimliydi, manikürlüydü
Her seyi anlamaya çalisan, duyarli, siyah gözleri vardi.Küçük yaslarinda annesiz ve yalniz kaldi. Kendi içinde bir dünya kurdu.31 Mart'ta isyancilarin, isgal Istanbul'unda Ingilizlerin, Milli Mücadele yillarinda Padisah'in ölüm listesinde buldu kendini.Macerali hayati, bir imparatorlugun ve genç Cumhuriyet'in en önemli dönüm noktalarina sahitlik etti.Aykiriydi.Özgürlügüne çok düskündü. Bu yüzden âsik oldugu adami bile terk etti.Yazilari, romanlari, konusmalari ve itirazlariyla dünyanin en iyi tanidigi Türk kadini oldu.Hayati Türkiyeli kadinlarin geçirdigi degisime isik tuttu.Çocuklugunda oldugu gibi, hastaliklari ve yalnizligi içinde hayata gözlerini yumdu.Tutkulu, hüzünlü ve isyankârdi.Adi Halide'ydi.Halide Edip Adivar... Türkiye'nin en güçlü, en ilgi çekici kadin yazar ve aktivistlerinden biri, belki de ilk akla geleni. Osmanli'nin sancili son dönemlerinde, Milli Mücadele yillarinda ve Cumhuriyet'in ilk dönemlerinde dikkat çeken bir aktör.Sultanahmet Mitingi'nde kitleleri costuran, Istiklal Savasi'nda onbasi rütbesi ile savasan, azimli, yilmaz kadin. Kitaplarindan tanidigimiz, bilinen üç bes fotografindan asina oldugumuz sima.Ya Halide? Babasinin adindan, esinin soyadindan, yazar kimliginden bagimsiz bir kadin olarak Halide...Halide Edip denilince, çogumuzun aklinda, Sultanahmet Mitingi'ndeki görüntüleri, Ingiliz edebiyati profesörü olarak ders verdigi kürsülerdeki halleri ya da ömrünün son yillarinda çekilmis, degirmi basörtülü, elinde sigara izmaritli fotograflar belirir. Oysa herkes gibi Halide'nin de bir hayati; bu fotograflarin arkasina saklanmis, tutkuyla, hüzünle ve isyanla örülmüs destansi bir ömür vardir.Belgesel yapimcisi ve yazar Kemal Öztürk, Timas Yayinlari tarafindan okurlara sunulan Halide: Tutku, Hüzün, Isyan isimli kitapta bilindik "Halide" fotografinin arkasindaki asil portreyi bulmaya çalisiyor. Gençligiyle, yasliligiyla, kavgalari ve mücadeleleri ile bambaska bir Halide'yle bulusturmaya çalisiyor okuyucuyu ve bunu görsel açidan hayli zengin bir çalisma ile yapiyor.Mor salkimli bir evde gözlerini açan Halide'nin çocukluk yillari boyunca kendisine eslik eden kareleri görüyoruz en basta: Erken yasta kaybedilen anne, konaktaki kalabalik, üvey anneler, torununun annesizlik acisini bir nebze olsun hafifletmeye çalisan Mevlevi Haminne, kizinin Ingiliz terbiyesine göre yetismesini isteyen baba Edip Bey Halide'nin yeme içme düzenini bile buna göre ayarlamisken sokaklarda özgürce horoz sekeri yiyen akranlar, kolej yillari, dayanilmaz matematikçi Salih Zeki'ye duydugu ask ve ilk evliligi.Siddetle karsi çiktigi çok esliligi hazmedemeyip büyük bir askla bagli oldugu Salih Zeki'den ayrilisi, Darülmuallimat ve Lübnan'daki hocalik günleri, Dr Adnan Bey'le evliligi ve Milli Mücadele yillari, bir süre sonra Mustafa Kemal'le görüslerinin ayrilmasi ve 15 yil süren "gönüllü sürgün", bagimsizligi için onca mücadele ettigi ülkesine ancak 1939'da geri dönmesi ve eserleri.Sayfalar arasinda gezinirken bazi sürprizlerle de karsilasiyoruz. Yazar, Halide Edip'le Mustafa Kemal arasindaki görüs ayriliginda belki de Mustafa Kemal'in Latife Hanim'la evlenmek üzere Fikriye Hanim'i yurtdisina tedaviye göndermesinin yatabilecegini söylüyor. Belki de Halide, Fikriye'den vazgeçen Mustafa Kemal'de Salih Zeki'yi görmüstü. "Belki de Halide ile Mustafa Kemal arasinda yasanan sorunlarin temelinde bir de bu olay vardir. Halide de Mustafa Kemal gibi güçlü, otoriter ve bir kadina asla baglanmayan birine âsik olmustu ve Fikriye gibi karsilik bulamamisti. Halide de Fikriye gibi ikinci bir kadin yüzünden sevdigi adamdan ayrilmisti. Halide de Fikriye gibi çok aci çekmisti."Ya da uzun süren sürgün yüzünden babaannesini ancak çocuklugunun ilerleyen dönemlerinde görebilen torun Ömer Sayar'in Halide'yle ilk karsilasmasini anlatisi ile sasirabiliyoruz: "Küçücük bir kadindi, müthis etkileyici bir yüzü vardi, asik suratli. Saçlarini sikica yapistirip arkada topuz yapmisti ve hafif mavimtirakti, çivit sürüyordu galiba. Elleri son derece bakimliydi, manikürlüydü
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.