Bu işlem için üye girişi yapmanız gerekiyor
9789758646272
419197
https://www.munzevikitabevi.com/hz-peygamberin-giyim-kusami-mutfagi-getirdigi-ilkeleri-ve-gunumuz-felsefesi-ilkeleri-guncel
Hz. Peygamber'in Giyim-Kuşamı-Mutfağı Getirdiği İlkeleri ve Günümüz Felsefesi, İlkeleri, Güncel
150.00
Giyim-kusam, yeme-içme ve buna bagli olarak mutfak ve sofralar insan oglunu günlük hayati içinde en çok mesgul eden iki konudur. Insanin disindaki diger canlilar varlik dünyasina, bir cinsten ötekine degisse de, kendi tabii giysileriyle gelirlerken insan böyle olmayip o, tabiattan giysiler edinir. Soguk ve sicaga karsi ihtiyaç bir tarafa, insandaki giyinip örtünme duygusu ve o fitrat onda Âdem ve Havva ile baslar ki bunu Kur'an'dan da ögrenebiliyoruz. Giyim ve örtünme hüküm olarak Dinler ve her çesidiyle inançlarin konusu olurlarken zaman, zaman, yer yer, hatta renk ve biçimlere varincaya kadar bunlara tarihte ve günümüzde siyâsetlerin bile müdahil olduklari görülür. Eger insan, vücudu üzerinde giysi ve onu örtecek örtüsüyle dogmuyorsa Yüce Yaratici ona, cinsiyet fakliligina göre de degisen bu yönde bazi hudutlar çizecektir ki Kutsal kitaplarin hükümleri arasinda bunlari görürüz. Dinler ve kültürler bakimindan yeme-içme konusunda da, giyinip örtünmede oldugu gibi, benzeri durumlar vardir. Daha ilk konulduklari yer olan cennette Âdem ve Havva'nin önüne belli bir agaçtan yeme yasagi konulur. Akilli varliklar yaratan o Yüce Irade onlarin önüne hükümler koyup onlari sinamak da isteyecektir ve öyle olmustur (Mülk, 67/2). Giyim, kusam, süslenme ve yine bunlar gibi mutfak, sofralar ve bu her iki alanin tarzlari, çesnileri bir milletin âdeta kimligi, yer yer de îmanidirlar. Yine bunun gibi bunlar medeniyet ve hars/kültürlerin de birinden ötekine ayricaligini ortaya koyan özelliklerden de biri olurlar. Ancak bilinçsiz bir küresellesme ülküsü ve onun, kendine ait olani ya da seçtigi bir teki dayatma tutkusu öteki medeniyet, kimlik ve diger o farkli çesnileri yok etme gayreti içine girmekte gecikmez.
Giyim-kusam, yeme-içme ve buna bagli olarak mutfak ve sofralar insan oglunu günlük hayati içinde en çok mesgul eden iki konudur. Insanin disindaki diger canlilar varlik dünyasina, bir cinsten ötekine degisse de, kendi tabii giysileriyle gelirlerken insan böyle olmayip o, tabiattan giysiler edinir. Soguk ve sicaga karsi ihtiyaç bir tarafa, insandaki giyinip örtünme duygusu ve o fitrat onda Âdem ve Havva ile baslar ki bunu Kur'an'dan da ögrenebiliyoruz. Giyim ve örtünme hüküm olarak Dinler ve her çesidiyle inançlarin konusu olurlarken zaman, zaman, yer yer, hatta renk ve biçimlere varincaya kadar bunlara tarihte ve günümüzde siyâsetlerin bile müdahil olduklari görülür. Eger insan, vücudu üzerinde giysi ve onu örtecek örtüsüyle dogmuyorsa Yüce Yaratici ona, cinsiyet fakliligina göre de degisen bu yönde bazi hudutlar çizecektir ki Kutsal kitaplarin hükümleri arasinda bunlari görürüz. Dinler ve kültürler bakimindan yeme-içme konusunda da, giyinip örtünmede oldugu gibi, benzeri durumlar vardir. Daha ilk konulduklari yer olan cennette Âdem ve Havva'nin önüne belli bir agaçtan yeme yasagi konulur. Akilli varliklar yaratan o Yüce Irade onlarin önüne hükümler koyup onlari sinamak da isteyecektir ve öyle olmustur (Mülk, 67/2). Giyim, kusam, süslenme ve yine bunlar gibi mutfak, sofralar ve bu her iki alanin tarzlari, çesnileri bir milletin âdeta kimligi, yer yer de îmanidirlar. Yine bunun gibi bunlar medeniyet ve hars/kültürlerin de birinden ötekine ayricaligini ortaya koyan özelliklerden de biri olurlar. Ancak bilinçsiz bir küresellesme ülküsü ve onun, kendine ait olani ya da seçtigi bir teki dayatma tutkusu öteki medeniyet, kimlik ve diger o farkli çesnileri yok etme gayreti içine girmekte gecikmez.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.