9789753331364
398187
https://www.munzevikitabevi.com/imparatorluklar-baskenti-istanbul
İmparatorluklar Başkenti İstanbul
250.00
Bir Yunan kolonisi olarak kurulan Byzantion, Bizans İmparatorluğu döneminde Konstantinopolis ve Osmanlılar döneminde de İstanbul adını aldı. Balkanlardan Kuzey Afrikaya kadar bütün Doğu Akdenizi kaplayan iki büyük imparatorluğun ba?kenti olan kent, on altı yüzyıl boyunca onların görkemini yansıttı. Bu kitap, aynı yerle?im alanında, yüzyıllar boyunca ?ekillenen bu ba?kent uygarlığını sürekliliği içinde anlatıyor.Byzantionla ba?layan, Roma İmparatorluğunun doğudaki yeni ba?kenti Konstantinopolisin kurulmasıyla süren kitap, bu dönemin efsanelerle iç içe geçmi? muhte?em anıtlarını, Ayasofya Kilisesine özel bir yer ayırarak tanıtıyor. Antik dünyanın çökü?ünü ortaçağ Konstantinopolisinin geli?imi izlerken, görkemli mozaiklerle süslü birçok kilise ve manastır, değerli tezhipli yazmalar ve bugün dünyanın çe?itli müzelerine dağılmı? durumdaki değerli ikonalar yazarın anlatısına e?lik ediyor. Bizans sanatının son döneminde, aynı zamanda Rönesansın ilk ı?ıklarına da tanıklık eden Hora Kilisesinin (Kariye Camii) muhte?em mozaikleri çıkıveriyor kar?ımıza.Stefanos Yerasimos daha sonra, ilk Osmanlı ba?kentleri olan Bursa ve Edirnedeki Arap, İran ve Türk sanatlarının bire?imine değiniyor. Bu bire?im, 1453te fethedilen ve Osmanlı İmparatorluğunun ba?kenti olan İstanbulda yeni bir boyuta sıçrayacaktır.Osmanlı İstanbulu, kent açısından da yeni bir iktidar coğrafyasının ba?langıcına i?aret eder. Topkapı Sarayı yüzünü Boğaziçine döner ve imparatorluk ideolojisi giderek ağırlığını hissettirirken, 16. yüzyılda, Kanuni Sultan Süleyman döneminde yapılan selatin camiler Ayasofyayla yarı?a girer. Dekoratif sanatlar, kuma?lar, çiniler, hat ve tezhip sanatları en parlak dönemlerini ya?ar. Daha sonra gelen gerileme dönemine rağmen, Osmanlı barok üslubu, hatta 19. yüzyıl Osmanlı eklektisizmi Boğaziçi kıyılarına yayılmı? Doğu sanatının o mükemmel çizgilerini sürdürecektir. Mimar, şehirci ve tarihçi Stefanos Yerasimos, 1942de İstanbulda doğmuştur. 1966dan aramızdan ayrıldığı 2005e kadar çoğunlukla Fransada yaşamış ve Paris VIII Üniversitesinde ders vermiştir. 1994-1999 yılları arasında İstanbul Fransız Anadolu Araştırma-ları Enstitüsünün müdürlüğünü ve 1996-2000 arasında Tarih Vakfı yönetim kurulu üyeliği yapmıştır. Marko Polo, İbn Battuta, Jean Chardin, Pierre de Tournefortun yapıtları dahil, birçok seya-hatnameyi yayına hazırlamış, bu konuda, Les voyageurs dans lempire ottoman (1991) adlı bir incelemeyi yayımlamıştır.Demeures ottomanes en Turquie (1992), Questions dOrient (1993) ve Istanbul, la mosquée de Soliman (1997) adlı kitapların da yazarı olan Yera-simosun Türkçede çıkmış yapıtları arasında şunlar sayılabilir: Azgelişmişlik Sürecinde Türkiye (1974/1992); Kurtuluş Savaşında Türk-Sovyet İlişkileri 1917-1923 (1979/2000); Kostantiniye ve Ayasofya Efsaneleri (1993); Milliyetler ve Sınırlar. Balkanlar, Kafkasya ve Ortadoğu (1994); Sultan Sofraları: 15. ve 16. Yüzyılda Osmanlı Saray Mutfağı (2002); Süleymaniye (2002).
Bir Yunan kolonisi olarak kurulan Byzantion, Bizans İmparatorluğu döneminde Konstantinopolis ve Osmanlılar döneminde de İstanbul adını aldı. Balkanlardan Kuzey Afrikaya kadar bütün Doğu Akdenizi kaplayan iki büyük imparatorluğun ba?kenti olan kent, on altı yüzyıl boyunca onların görkemini yansıttı. Bu kitap, aynı yerle?im alanında, yüzyıllar boyunca ?ekillenen bu ba?kent uygarlığını sürekliliği içinde anlatıyor.Byzantionla ba?layan, Roma İmparatorluğunun doğudaki yeni ba?kenti Konstantinopolisin kurulmasıyla süren kitap, bu dönemin efsanelerle iç içe geçmi? muhte?em anıtlarını, Ayasofya Kilisesine özel bir yer ayırarak tanıtıyor. Antik dünyanın çökü?ünü ortaçağ Konstantinopolisinin geli?imi izlerken, görkemli mozaiklerle süslü birçok kilise ve manastır, değerli tezhipli yazmalar ve bugün dünyanın çe?itli müzelerine dağılmı? durumdaki değerli ikonalar yazarın anlatısına e?lik ediyor. Bizans sanatının son döneminde, aynı zamanda Rönesansın ilk ı?ıklarına da tanıklık eden Hora Kilisesinin (Kariye Camii) muhte?em mozaikleri çıkıveriyor kar?ımıza.Stefanos Yerasimos daha sonra, ilk Osmanlı ba?kentleri olan Bursa ve Edirnedeki Arap, İran ve Türk sanatlarının bire?imine değiniyor. Bu bire?im, 1453te fethedilen ve Osmanlı İmparatorluğunun ba?kenti olan İstanbulda yeni bir boyuta sıçrayacaktır.Osmanlı İstanbulu, kent açısından da yeni bir iktidar coğrafyasının ba?langıcına i?aret eder. Topkapı Sarayı yüzünü Boğaziçine döner ve imparatorluk ideolojisi giderek ağırlığını hissettirirken, 16. yüzyılda, Kanuni Sultan Süleyman döneminde yapılan selatin camiler Ayasofyayla yarı?a girer. Dekoratif sanatlar, kuma?lar, çiniler, hat ve tezhip sanatları en parlak dönemlerini ya?ar. Daha sonra gelen gerileme dönemine rağmen, Osmanlı barok üslubu, hatta 19. yüzyıl Osmanlı eklektisizmi Boğaziçi kıyılarına yayılmı? Doğu sanatının o mükemmel çizgilerini sürdürecektir. Mimar, şehirci ve tarihçi Stefanos Yerasimos, 1942de İstanbulda doğmuştur. 1966dan aramızdan ayrıldığı 2005e kadar çoğunlukla Fransada yaşamış ve Paris VIII Üniversitesinde ders vermiştir. 1994-1999 yılları arasında İstanbul Fransız Anadolu Araştırma-ları Enstitüsünün müdürlüğünü ve 1996-2000 arasında Tarih Vakfı yönetim kurulu üyeliği yapmıştır. Marko Polo, İbn Battuta, Jean Chardin, Pierre de Tournefortun yapıtları dahil, birçok seya-hatnameyi yayına hazırlamış, bu konuda, Les voyageurs dans lempire ottoman (1991) adlı bir incelemeyi yayımlamıştır.Demeures ottomanes en Turquie (1992), Questions dOrient (1993) ve Istanbul, la mosquée de Soliman (1997) adlı kitapların da yazarı olan Yera-simosun Türkçede çıkmış yapıtları arasında şunlar sayılabilir: Azgelişmişlik Sürecinde Türkiye (1974/1992); Kurtuluş Savaşında Türk-Sovyet İlişkileri 1917-1923 (1979/2000); Kostantiniye ve Ayasofya Efsaneleri (1993); Milliyetler ve Sınırlar. Balkanlar, Kafkasya ve Ortadoğu (1994); Sultan Sofraları: 15. ve 16. Yüzyılda Osmanlı Saray Mutfağı (2002); Süleymaniye (2002).
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.