İşkence Bahçesi

Stok Kodu:
9789755395173
Boyut:
13,5x0
Sayfa Sayısı:
255
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2007-01
Çeviren:
Yıldız Ademoğlu Atlan
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
%15 indirimli
13,89
11,81
9789755395173
382961
İşkence Bahçesi
İşkence Bahçesi
11.81
Arzunun ve alçaklığın peşinden gidip, kendini sadizmirı hüküm sürdüğü sarsıcı bir cennette, Çin'de işkencenin rafine bir sanat olarak icra edildiği bir bahçede bulan sefih bir Fransız, içinde yaşadığı burjuva dünyasında aklına hayaline gelmeyecek bir rezilliğe balar... Oclave Mirbeau'nun bu kült kitabı aşırı bir cinsel mutluluk ve coşkunlukla, işkenceler ayrıntılı olarak betimlemesiyle. hükümetin yolsuzluklarına ve bürokrasiye yönelttiği siyasi eleştiriyle eşine benzerine az rastlanır bir roman. işkence Bartçesi bir yazarın hayal gücünün üretebileceği en özgün yapıtlardan biridir. Sansüre ve özellikle de olosansüre karşı halihazırda süren mücadelenin bir parçası olarak, daha özgür bir dünyaya kavuşmamıza engel olan herkese karşı yürütülen savaşın bir dönüm noktası olup çıkmıştı r. 1899'da yazılan ve "19. yüzyılın en mide bulandırıcı sanat yapıtı" olarak nitelenen roman bir yeraltı edebiyatı klasiğidir.Roman, liberal bir Avrupalının, sömürgecilik ve henüz Üçüncü Dünya diye adlandırılmaya başlanmamış olan toplumsal yapı karşısındaki ikircikli tutumunu ortaya koyar: Bir yandan sistemin arkaik olduğunu düşünse de, diğer yandan, bir düzen ve görev adamı ola/ak, "bizim sulu gözlü ve gülünç insancıllığımızla hafifleştinlmemiş olan, "ceza gibi cezaları takdir etmektedir içten içe.Mirbeau'nun, cevabını aradığı soru aslında şudur: Şiddet ve zulüm psikopatolojinin bir sonucu mudur, yoksa insan doğasının ayrılmaz bir parçası mıdır? Batılı "uygar" toplumlar, ikiyüzlü bir tavırla, zulmü yadsır görünürken, aslında etrafa durmadan şiddet tohumları saçmakta, dünyada yaşanan zulmün bizzal mimarı ve seyircisi olmaktadır.Bu tabloya bakarsak, Doğu toplumları Batılıların kendilerine taktıkları "barbar" yaftasını hak etmekte midirler gerçekten? Yoksa kendini aklamak, sömürüsünü daim kılmak isteyen Batı'nın kasıtlı bir yakıştırması mıdır bu?
Arzunun ve alçaklığın peşinden gidip, kendini sadizmirı hüküm sürdüğü sarsıcı bir cennette, Çin'de işkencenin rafine bir sanat olarak icra edildiği bir bahçede bulan sefih bir Fransız, içinde yaşadığı burjuva dünyasında aklına hayaline gelmeyecek bir rezilliğe balar... Oclave Mirbeau'nun bu kült kitabı aşırı bir cinsel mutluluk ve coşkunlukla, işkenceler ayrıntılı olarak betimlemesiyle. hükümetin yolsuzluklarına ve bürokrasiye yönelttiği siyasi eleştiriyle eşine benzerine az rastlanır bir roman. işkence Bartçesi bir yazarın hayal gücünün üretebileceği en özgün yapıtlardan biridir. Sansüre ve özellikle de olosansüre karşı halihazırda süren mücadelenin bir parçası olarak, daha özgür bir dünyaya kavuşmamıza engel olan herkese karşı yürütülen savaşın bir dönüm noktası olup çıkmıştı r. 1899'da yazılan ve "19. yüzyılın en mide bulandırıcı sanat yapıtı" olarak nitelenen roman bir yeraltı edebiyatı klasiğidir.Roman, liberal bir Avrupalının, sömürgecilik ve henüz Üçüncü Dünya diye adlandırılmaya başlanmamış olan toplumsal yapı karşısındaki ikircikli tutumunu ortaya koyar: Bir yandan sistemin arkaik olduğunu düşünse de, diğer yandan, bir düzen ve görev adamı ola/ak, "bizim sulu gözlü ve gülünç insancıllığımızla hafifleştinlmemiş olan, "ceza gibi cezaları takdir etmektedir içten içe.Mirbeau'nun, cevabını aradığı soru aslında şudur: Şiddet ve zulüm psikopatolojinin bir sonucu mudur, yoksa insan doğasının ayrılmaz bir parçası mıdır? Batılı "uygar" toplumlar, ikiyüzlü bir tavırla, zulmü yadsır görünürken, aslında etrafa durmadan şiddet tohumları saçmakta, dünyada yaşanan zulmün bizzal mimarı ve seyircisi olmaktadır.Bu tabloya bakarsak, Doğu toplumları Batılıların kendilerine taktıkları "barbar" yaftasını hak etmekte midirler gerçekten? Yoksa kendini aklamak, sömürüsünü daim kılmak isteyen Batı'nın kasıtlı bir yakıştırması mıdır bu?
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat