9786256394285
668714

https://www.munzevikitabevi.com/kalp-terbiyesi-ve-tecelliler-kalb-i-melekut
Kalp Terbiyesi Ve Tecelliler / Kalb-I Melekût
150.00
Rükneddîn Ubeydullah es-Semerkandî'nin kaleme aldığı, 19. Asır Osmanlı müelliflerinden Kesedarzâde İsmail Fethi'nin tercüme ettiği ve mütercimin ifadesiyle "hakikatte mükemmel şekilde yazılmış olan" Kalb-i Melekût isimli eser ilk defa okurlarımızla buluşuyor.
"İnsan kalbine “kalp” isminin verilmesi süratli değişkenliğinden nâşîdir. Efendimiz: “Kalp, her an tehavvül edip değişen serçe kuşu gibidir.” buyurmuşlardır. “Kalp, boş arazi üzerinde rüzgârın evirip çevirdiği bir tüy/yün parçası gibidir. Onun değişikliklerinin hakikatini ancak kalplerine mürâkıb (gözcü) olanlar bilirler.” İnsan kalbi nişangâh gibidir. İnsana gelen duygu ve düşünce okları daima onun üzerine dökülür. Bu yüzden Efendimiz: “Ey kalpleri çeviren Allah'ım! Benim kalbimi senin dinin üzere sabit kıl!” buyururlardı...
Kalp bir kale, şeytan da ona girmeye çalışan bir düşmandır. O düşmandan kurtuluş, ancak kalenin kapılarını muhafaza etmeye bağlıdır. Kalbi koruyup himaye etmek her bir mükellef üzerine farz-ı ayndır. Bu himaye ancak kapıları iyi bilmekle mümkün olabilir. Bu kapıların ne kadar çok oldukları malum ise de büyükleri on üç kadardır; hırs, haset, gazap, şehvet, dünya sevgisi, aşırı tokluk, tamahkârlık, acelecilik, mal biriktirme, cimrilik, taassup, Allah'ın sıfatları hususunda âmiyâne bir tefekkür, son olarak da Müslümanlara karşı sû-i zandır...
Malum olsun ki bilginin yeri kalptir. Kalp de ayna gibidir. Ne kadar pak ve temiz olursa levh-i mahfuza nakşedilenler kendisinde o kadar yansır. Nitekim aynada insanın kendisi hasıl olmaz. Hasıl olan ancak o insana mutabık (uygun) bir surettir. İşte bunun gibi kalpte de ilimlerin kendisi değil örnekleri/suretleri hasıl olur... Bu yüzden kalp, eşyanın hakikatlerinin kendisinde tecelli etmesine kabil bir aynadır..."
"İnsan kalbine “kalp” isminin verilmesi süratli değişkenliğinden nâşîdir. Efendimiz: “Kalp, her an tehavvül edip değişen serçe kuşu gibidir.” buyurmuşlardır. “Kalp, boş arazi üzerinde rüzgârın evirip çevirdiği bir tüy/yün parçası gibidir. Onun değişikliklerinin hakikatini ancak kalplerine mürâkıb (gözcü) olanlar bilirler.” İnsan kalbi nişangâh gibidir. İnsana gelen duygu ve düşünce okları daima onun üzerine dökülür. Bu yüzden Efendimiz: “Ey kalpleri çeviren Allah'ım! Benim kalbimi senin dinin üzere sabit kıl!” buyururlardı...
Kalp bir kale, şeytan da ona girmeye çalışan bir düşmandır. O düşmandan kurtuluş, ancak kalenin kapılarını muhafaza etmeye bağlıdır. Kalbi koruyup himaye etmek her bir mükellef üzerine farz-ı ayndır. Bu himaye ancak kapıları iyi bilmekle mümkün olabilir. Bu kapıların ne kadar çok oldukları malum ise de büyükleri on üç kadardır; hırs, haset, gazap, şehvet, dünya sevgisi, aşırı tokluk, tamahkârlık, acelecilik, mal biriktirme, cimrilik, taassup, Allah'ın sıfatları hususunda âmiyâne bir tefekkür, son olarak da Müslümanlara karşı sû-i zandır...
Malum olsun ki bilginin yeri kalptir. Kalp de ayna gibidir. Ne kadar pak ve temiz olursa levh-i mahfuza nakşedilenler kendisinde o kadar yansır. Nitekim aynada insanın kendisi hasıl olmaz. Hasıl olan ancak o insana mutabık (uygun) bir surettir. İşte bunun gibi kalpte de ilimlerin kendisi değil örnekleri/suretleri hasıl olur... Bu yüzden kalp, eşyanın hakikatlerinin kendisinde tecelli etmesine kabil bir aynadır..."
Rükneddîn Ubeydullah es-Semerkandî'nin kaleme aldığı, 19. Asır Osmanlı müelliflerinden Kesedarzâde İsmail Fethi'nin tercüme ettiği ve mütercimin ifadesiyle "hakikatte mükemmel şekilde yazılmış olan" Kalb-i Melekût isimli eser ilk defa okurlarımızla buluşuyor.
"İnsan kalbine “kalp” isminin verilmesi süratli değişkenliğinden nâşîdir. Efendimiz: “Kalp, her an tehavvül edip değişen serçe kuşu gibidir.” buyurmuşlardır. “Kalp, boş arazi üzerinde rüzgârın evirip çevirdiği bir tüy/yün parçası gibidir. Onun değişikliklerinin hakikatini ancak kalplerine mürâkıb (gözcü) olanlar bilirler.” İnsan kalbi nişangâh gibidir. İnsana gelen duygu ve düşünce okları daima onun üzerine dökülür. Bu yüzden Efendimiz: “Ey kalpleri çeviren Allah'ım! Benim kalbimi senin dinin üzere sabit kıl!” buyururlardı...
Kalp bir kale, şeytan da ona girmeye çalışan bir düşmandır. O düşmandan kurtuluş, ancak kalenin kapılarını muhafaza etmeye bağlıdır. Kalbi koruyup himaye etmek her bir mükellef üzerine farz-ı ayndır. Bu himaye ancak kapıları iyi bilmekle mümkün olabilir. Bu kapıların ne kadar çok oldukları malum ise de büyükleri on üç kadardır; hırs, haset, gazap, şehvet, dünya sevgisi, aşırı tokluk, tamahkârlık, acelecilik, mal biriktirme, cimrilik, taassup, Allah'ın sıfatları hususunda âmiyâne bir tefekkür, son olarak da Müslümanlara karşı sû-i zandır...
Malum olsun ki bilginin yeri kalptir. Kalp de ayna gibidir. Ne kadar pak ve temiz olursa levh-i mahfuza nakşedilenler kendisinde o kadar yansır. Nitekim aynada insanın kendisi hasıl olmaz. Hasıl olan ancak o insana mutabık (uygun) bir surettir. İşte bunun gibi kalpte de ilimlerin kendisi değil örnekleri/suretleri hasıl olur... Bu yüzden kalp, eşyanın hakikatlerinin kendisinde tecelli etmesine kabil bir aynadır..."
"İnsan kalbine “kalp” isminin verilmesi süratli değişkenliğinden nâşîdir. Efendimiz: “Kalp, her an tehavvül edip değişen serçe kuşu gibidir.” buyurmuşlardır. “Kalp, boş arazi üzerinde rüzgârın evirip çevirdiği bir tüy/yün parçası gibidir. Onun değişikliklerinin hakikatini ancak kalplerine mürâkıb (gözcü) olanlar bilirler.” İnsan kalbi nişangâh gibidir. İnsana gelen duygu ve düşünce okları daima onun üzerine dökülür. Bu yüzden Efendimiz: “Ey kalpleri çeviren Allah'ım! Benim kalbimi senin dinin üzere sabit kıl!” buyururlardı...
Kalp bir kale, şeytan da ona girmeye çalışan bir düşmandır. O düşmandan kurtuluş, ancak kalenin kapılarını muhafaza etmeye bağlıdır. Kalbi koruyup himaye etmek her bir mükellef üzerine farz-ı ayndır. Bu himaye ancak kapıları iyi bilmekle mümkün olabilir. Bu kapıların ne kadar çok oldukları malum ise de büyükleri on üç kadardır; hırs, haset, gazap, şehvet, dünya sevgisi, aşırı tokluk, tamahkârlık, acelecilik, mal biriktirme, cimrilik, taassup, Allah'ın sıfatları hususunda âmiyâne bir tefekkür, son olarak da Müslümanlara karşı sû-i zandır...
Malum olsun ki bilginin yeri kalptir. Kalp de ayna gibidir. Ne kadar pak ve temiz olursa levh-i mahfuza nakşedilenler kendisinde o kadar yansır. Nitekim aynada insanın kendisi hasıl olmaz. Hasıl olan ancak o insana mutabık (uygun) bir surettir. İşte bunun gibi kalpte de ilimlerin kendisi değil örnekleri/suretleri hasıl olur... Bu yüzden kalp, eşyanın hakikatlerinin kendisinde tecelli etmesine kabil bir aynadır..."
Axess Kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 150,00 | 150,00 |
2 | 76,50 | 153,00 |
3 | 52,00 | 156,00 |
6 | 27,75 | 166,50 |
9 | 19,83 | 178,50 |
12 | 16,00 | 192,00 |
Bonus Kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 150,00 | 150,00 |
2 | 78,00 | 156,00 |
3 | 53,00 | 159,00 |
6 | 27,00 | 162,00 |
9 | 18,33 | 165,00 |
12 | - | - |
Paraf Kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 150,00 | 150,00 |
2 | 78,00 | 156,00 |
3 | 53,00 | 159,00 |
6 | 27,00 | 162,00 |
9 | 18,33 | 165,00 |
12 | - | - |
Maximum Kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 150,00 | 150,00 |
2 | 78,00 | 156,00 |
3 | 53,00 | 159,00 |
6 | 27,00 | 162,00 |
9 | 18,33 | 165,00 |
12 | - | - |
World Kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 150,00 | 150,00 |
2 | 78,00 | 156,00 |
3 | 53,00 | 159,00 |
6 | 27,00 | 162,00 |
9 | 18,33 | 165,00 |
12 | - | - |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.