9786059913294
440220
https://www.munzevikitabevi.com/kanatlarim-hep-can-acisi
Kanatlarım Hep Can Acısı
12.96
Zeytin agaçlari çikiyor karsima ilk… Yasli bir çift, Özgürlük Aniti, yavrularina sarilmis portakal rengi kus… sonra, enkaz yiginlari, toplar tanklar, sedyelerde çocuklar… hepsi vurulmus. Mideme bir sanci giriyor. Bir baska karede ise Maria. Hiç tanismadigim ama benimle hayati degisen Maria.Fotograflari komodinin üstüne birakiyorum. Yunuslu cam fanusla, Cem'e sarildigim fotografin arasina. Iki karis alana kaç dünya sigisiyor bir anda, kaç öykü… Evet genç adam... demek yanginlarimizi anlatacagiz birbirimize... asklarimizi, düslerimizi... çocuklugumuzun salincaklarini, kumdan kaleleri... gitmeleri, dönmeleri, sevgileri, acilari, gülmeleri... ve ayriliklari. Iyiyle kötünün bahçesinde gezmelerimizi... bulduklarimizi, kaybettiklerimizi. “Hepsini anlat” demisti uykuya dalmadan önce, “her gününü bilmek istiyorum”. Her günümü anlatmak istiyorum ben de. Ilk dogum günümü, annemi, adayi, denizi, yunuslari, Gülüm'ü, yüzünü hayal meyal hatirladigim babami. Madem kalmaya karar verdim... madem anlatacagiz hepsini... nereden baslayacagimi bulmaliyim.Onun zamanlari ne kadar net. Resimler var ve tarihler... benim içinse sadece Cem'den öncesi Cem'den sonrasi. Ah Cem… öyle özledim, öyle aciyor ki canim… nasil anlatilir bilmiyorum. Ölüm kaç kelimeye sigar? Yildizlar olmasa ayi günesten ayiramiyorken kaç zamandir, simdi... siraya koyabilir miyim hepsini?Sabah olmasina daha var. Uykusunda siçrayip duran kivirciga göz atiyorum. Bacagi endiselendiriyor beni. Büyük bir yara. Sargisi iyice kirlenmis. Dikislerinden kan siziyor ama uyandirmaya kiyamiyorum.Artik biliyorum… Sör Marie'nin dedigi gibi. Hayat sadece bir an... varlikla yokluk arasi bir an. Bir an küçügüz bir an büyük. Bir an birlikteyiz bir an yalniz. Bir an hiç'iz bir an evren. Biz durmak istesek de zaman durmuyor. Kader sadece bir film, çoktan yazilmis, biz seyrediyoruz…
Zeytin agaçlari çikiyor karsima ilk… Yasli bir çift, Özgürlük Aniti, yavrularina sarilmis portakal rengi kus… sonra, enkaz yiginlari, toplar tanklar, sedyelerde çocuklar… hepsi vurulmus. Mideme bir sanci giriyor. Bir baska karede ise Maria. Hiç tanismadigim ama benimle hayati degisen Maria.Fotograflari komodinin üstüne birakiyorum. Yunuslu cam fanusla, Cem'e sarildigim fotografin arasina. Iki karis alana kaç dünya sigisiyor bir anda, kaç öykü… Evet genç adam... demek yanginlarimizi anlatacagiz birbirimize... asklarimizi, düslerimizi... çocuklugumuzun salincaklarini, kumdan kaleleri... gitmeleri, dönmeleri, sevgileri, acilari, gülmeleri... ve ayriliklari. Iyiyle kötünün bahçesinde gezmelerimizi... bulduklarimizi, kaybettiklerimizi. “Hepsini anlat” demisti uykuya dalmadan önce, “her gününü bilmek istiyorum”. Her günümü anlatmak istiyorum ben de. Ilk dogum günümü, annemi, adayi, denizi, yunuslari, Gülüm'ü, yüzünü hayal meyal hatirladigim babami. Madem kalmaya karar verdim... madem anlatacagiz hepsini... nereden baslayacagimi bulmaliyim.Onun zamanlari ne kadar net. Resimler var ve tarihler... benim içinse sadece Cem'den öncesi Cem'den sonrasi. Ah Cem… öyle özledim, öyle aciyor ki canim… nasil anlatilir bilmiyorum. Ölüm kaç kelimeye sigar? Yildizlar olmasa ayi günesten ayiramiyorken kaç zamandir, simdi... siraya koyabilir miyim hepsini?Sabah olmasina daha var. Uykusunda siçrayip duran kivirciga göz atiyorum. Bacagi endiselendiriyor beni. Büyük bir yara. Sargisi iyice kirlenmis. Dikislerinden kan siziyor ama uyandirmaya kiyamiyorum.Artik biliyorum… Sör Marie'nin dedigi gibi. Hayat sadece bir an... varlikla yokluk arasi bir an. Bir an küçügüz bir an büyük. Bir an birlikteyiz bir an yalniz. Bir an hiç'iz bir an evren. Biz durmak istesek de zaman durmuyor. Kader sadece bir film, çoktan yazilmis, biz seyrediyoruz…
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.