Karaman Tarihi : XVIII. Yüzyıl

Eski adı Lârende olan Karaman, Orta Anadolu'da Konya'dan sonra önemli bir kenttir. Özellikle Karamanoğullarının ortaya çıkmasından sonra (XIII. yüzyıl ortalan) Selçuklu siyasi tarihinde yer almaya başlamıştır. Mevlâna, babası Bahaeddin Veled'ie birlikte ilk Karaman'a gelmiş; bir süre burada kaldıktan sonra Konya'yı teşrif etmiştir. Annesi Karaman'da vefat etmiş; şu anda Mader-i Mevlâna Türbesi olarak bilinen yere defnedilmiştir.Karaman, camileri, mescitleri, tekkeleri, zaviyeleri, türbeleri, mektepleri, medreseleri, hanları, hamamları ve sosyal yapısıyla tam bir Türk-İslam kenti özelliklerini taşınmaktadır. Özellikle Karamanoğulları burada çok sayıda mimari değeri olan eser inşa ettirmiştir. Bunların hemen tamamı XVIII. yüzyılda ayakta olup işlevlerini sürdürmüşlerdir.Karaman'ın sosyoekonomik önemi, Osmanlılar kenti sınırları içine aldıktan sonra da sürmüş; İstanbul-Hicaz yolu üzerinde stratejik değere sahip olma özelliğini korumuştur. Konya-Ereğli arasındaki yolun Karapınar Sultan Selim Külliyesi'nin 1559-1563 yılları arasında yapılıp mesafenin kısaltılmasından sonra işler değişmiş, Karaman, İçel'e giden çok az sayıda kervanın uğrak yeri durumuna düşmüş, ekonomik yönden zayıflamıştır. Bu durum şehrin fiziki yapısına yansımış; XVII. yüzyıldan sonra yapılan şehir donatılarının mimari kalitesi düşmüştür.