Mükemmel Katilin Peşinde

Çözmeye çalistigi cinayetler, katilleri yakalamak için harcadigi saatler, katildigi egitimler, atlattigi tehlikeler, hepsi bos, hepsi kocaman bir yalan; her ölüm bir cinayet, her ölüm sahibi istemeden yasaminin elinden alinmasi, her ölüm erken ve her ölüm nedensiz, her ölüm yasam denilen yalanin ortaya çikmasi, aynen zamanin tüm acilarin ilaci oldugunun yalan olmasi gibi; zaman unutturmuyor, yasam asla ayni sekilde devam etmiyor yitirilenden sonra, sadece geçiyor zaman, kaybettigimizle yakinlik duygusunu öldürürken yasanmamis gelecegi de yok ediyor, günün birinde bir baska sevilenin de yitirilecegini animsatiyor insanlara...Güpegündüz sokak ortasinda islenen nedensiz bir cinayet... Mistik inançlari olan bir katil... Yillar içinde sorusturdugu cinayetlerin sayisini unutmus, yorgun, ruhu yipranmis bir müfettis... Müfettisin aklini basindan alan güzel bir kadin... Ve yanit bekleyen bir soru; neden? Ahmet Erözenci, Mükemmel Katilin Pesinde romaninda polisiyelere özgü kurgu ve karakterlerle yasamin ve ölümün, acinin ve kötülügün anlamini sorguluyor. (Tanitim Bülteninden)