9789755391137
362743
https://www.munzevikitabevi.com/olumsallik-ironi-ve-dayanisma
Olumsallık İroni ve Dayanışma
14.17
Olumsallik, Ironi ve Dayanisma, kimilerinin "bugün dünyadaki en ilginç felsefeci" diye övdügü Richard Rorty'nin dilimizdeki ilk kitabi... Yazar bu kitabinda, etik-politika iliskisi gibi hayati bir soruna çok önemli katkilarda bulunuyor. Dilden basliyor Roty... Dilin dünyayi temsil eden yekpâre bir bütün, kendisi disindaki bir Hakikat'le irtibatlanmamizi saglayan bir araç oldugu yolundaki görüsleri reddediyor. Dilin dogasi diye bir sey yoktur, sadece dünyayi, kendimizi, birbirimizi vs. betimlemekte kullandigimiz birçok olumsal sözcük dagari vardir. Bu söz dagarlarinin birbirlerinden daha "dogru" oldugu söylenemez, ama bazilari daha "kullanisli" metaforlar yaratirlar. Yani düsüncenin tarihi Hakikat'e giderek daha çok yaklasmanin degil, seyleri sürekli yeniden betimleyen ve birçok raslanti sonucu daha kullanisli oldugu anlasilan metaforlarin yaratilmasinin tarihidir. Ayni sekilde doygun bir hayat da disarida duran insanüstü bir Hakikat'i bulmaya çalisan kisinin degil, içinde oldugu kabilenin diliyle yetinmeyip kendi metaforlarini, kendi dilini, kendi zihnini kendisi yaratan kisinin hayatidir. Böylesi kisiler, yaratmayi hedefleyen bir kültürün kahramani, metaforlar icat eden kisi anlaminda "sair" olacaktir. Herkesin hem kendi yasamini hem de yasadigi toplumu anlamlandirmak için kullandigi özel çagrisimlari olan sözcüklerden olusan bir nihai sözcük dagari vardir. Rorty'nin "ironist" adini verdigi kisi kendi nihai sözcük dagarinin olumsalliginin, kendisini ne ölçüde sinirladiginin farkinda olan; bu yüzden de mümkün oldugunca, baska sözcük dagarlariyla tanisiklik kurmaya çalisarak, kendini insa etmeye girisen kisidir. Ama Roty'ye göre ironi kamusal bir tavir olamaz; kamusal düzeyde "yaptigimiz en kötü seyin zalimlik oldugu"na inanmak anlaminda bir liberalizme ihtiyacimiz vardir. Liberal kurumlarin amaci zulmü azaltmak, yönetilenlerin rizasina dayali bir yönetim biçimi ve tahakküm iliskisi içermeyen bir iletisim yaratmaktir. Bu amaca bütün insanlarin paylastigi bir Rasyonalite'den söz eden Aydinlanma söylemi artik hizmet edemez. Toplumsal dayanisma, metafizik bir insan özü kesfetmekten çok, baska insanlarin çektigi istirabi tahayyül edebilme, onlarla duygudaslik kurabilme, onlari bu anlamda "bizden biri" olarak görebilme yeteneginin sonucudur. Bütün bunlar sözkonusu istirabin ayrintili olarak betimlenmesini gerektirir ve bu betimlemeyi, ahlâki ilerlemenin ana vasitalari haline gelen romanlar, filmler, gazete haberleri teorilerden çok daha iyi yaparlar. Rorty bu baglamda kültür alaninda felsefe, din ve bilim gerilerken, edebiyatin ve ütopyaci politikanin öne çiktigindan söz eder. Ve gerekli olanin, kültürün "rasyonellestirilmesi" degil, "siirsellestirmesi" oldugunu, genel ilkelere dayanan bir ahlâk degil, anlatilar kuran bir ahlâk oldugunu söyler. Düsünce kisirligini asmayi pek denemeyen kültürel ortamimiz için kiskirtici bir kitap...
Olumsallik, Ironi ve Dayanisma, kimilerinin "bugün dünyadaki en ilginç felsefeci" diye övdügü Richard Rorty'nin dilimizdeki ilk kitabi... Yazar bu kitabinda, etik-politika iliskisi gibi hayati bir soruna çok önemli katkilarda bulunuyor. Dilden basliyor Roty... Dilin dünyayi temsil eden yekpâre bir bütün, kendisi disindaki bir Hakikat'le irtibatlanmamizi saglayan bir araç oldugu yolundaki görüsleri reddediyor. Dilin dogasi diye bir sey yoktur, sadece dünyayi, kendimizi, birbirimizi vs. betimlemekte kullandigimiz birçok olumsal sözcük dagari vardir. Bu söz dagarlarinin birbirlerinden daha "dogru" oldugu söylenemez, ama bazilari daha "kullanisli" metaforlar yaratirlar. Yani düsüncenin tarihi Hakikat'e giderek daha çok yaklasmanin degil, seyleri sürekli yeniden betimleyen ve birçok raslanti sonucu daha kullanisli oldugu anlasilan metaforlarin yaratilmasinin tarihidir. Ayni sekilde doygun bir hayat da disarida duran insanüstü bir Hakikat'i bulmaya çalisan kisinin degil, içinde oldugu kabilenin diliyle yetinmeyip kendi metaforlarini, kendi dilini, kendi zihnini kendisi yaratan kisinin hayatidir. Böylesi kisiler, yaratmayi hedefleyen bir kültürün kahramani, metaforlar icat eden kisi anlaminda "sair" olacaktir. Herkesin hem kendi yasamini hem de yasadigi toplumu anlamlandirmak için kullandigi özel çagrisimlari olan sözcüklerden olusan bir nihai sözcük dagari vardir. Rorty'nin "ironist" adini verdigi kisi kendi nihai sözcük dagarinin olumsalliginin, kendisini ne ölçüde sinirladiginin farkinda olan; bu yüzden de mümkün oldugunca, baska sözcük dagarlariyla tanisiklik kurmaya çalisarak, kendini insa etmeye girisen kisidir. Ama Roty'ye göre ironi kamusal bir tavir olamaz; kamusal düzeyde "yaptigimiz en kötü seyin zalimlik oldugu"na inanmak anlaminda bir liberalizme ihtiyacimiz vardir. Liberal kurumlarin amaci zulmü azaltmak, yönetilenlerin rizasina dayali bir yönetim biçimi ve tahakküm iliskisi içermeyen bir iletisim yaratmaktir. Bu amaca bütün insanlarin paylastigi bir Rasyonalite'den söz eden Aydinlanma söylemi artik hizmet edemez. Toplumsal dayanisma, metafizik bir insan özü kesfetmekten çok, baska insanlarin çektigi istirabi tahayyül edebilme, onlarla duygudaslik kurabilme, onlari bu anlamda "bizden biri" olarak görebilme yeteneginin sonucudur. Bütün bunlar sözkonusu istirabin ayrintili olarak betimlenmesini gerektirir ve bu betimlemeyi, ahlâki ilerlemenin ana vasitalari haline gelen romanlar, filmler, gazete haberleri teorilerden çok daha iyi yaparlar. Rorty bu baglamda kültür alaninda felsefe, din ve bilim gerilerken, edebiyatin ve ütopyaci politikanin öne çiktigindan söz eder. Ve gerekli olanin, kültürün "rasyonellestirilmesi" degil, "siirsellestirmesi" oldugunu, genel ilkelere dayanan bir ahlâk degil, anlatilar kuran bir ahlâk oldugunu söyler. Düsünce kisirligini asmayi pek denemeyen kültürel ortamimiz için kiskirtici bir kitap...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.