9789756790014
379744
https://www.munzevikitabevi.com/osmanlilar-da-bilimsel-dusuncenin-yapisi
Osmanlılar’da Bilimsel Düşüncenin Yapısı
14.81
Bu küçük çalismanin maksadi, Osmanlilar'da bilimsel çalismalari yönlendiren Kuramsal Çerçeveleri ve bu çerçeveleri kuran temel etmenleri belirlemektir. Osmanli bilginleri, dogayi incelerken ve doganin bilgisini ararken, Yaratici-Yaratilan Iliskisi'ni öne çikaran ve Orta Çag Islâm Dünyasi'ndan miras alinan bir yaklasim içerisindeydiler; kisacasi onlar için önemil olan, dogada bulunan nesneleri ve bu nesnelerin neden olduklari olgulari aklî bir çabayla kavramak degil, Yaratilan olarak görülen bu unsurlarla, Yaratan olarak görülen tanri unsuru arasindaki zorunlu baglantilari kavramakti; böylece aslinda yapmak istedikleri sey, Yaratilanlar'in bilgisinden Yaratan'in bilgisine ulasmak ve “Müslüman“ Insan'i bu bilgiye göre yeniden temellendirmekti. Dolayisiyla, Yaratan, Yaratilanlar, ve bunlar arasinda en serefli olduguna inanilan “Insan“, birbirleriyle iliskileri içinde ve bir arada anlasilmak isteniyordu. Osmanli tarihi boyunca, birbiriyle baglantisi olmayan iki Kuramsal Çerçeve'den yararlanildigi ve bunlardan birincisinin 14. ve 19. yüzyillar arasinda ve ikincisinin ise, 19. ve 20. yüzyillar arasinda yogun bir biçimde kullanildigi anlasilmaktadir. Her iki çerçeve de özgün ve Osmanli bilginlerinin bilimsel çabalarinin bir mahsulü degildir; ilmiye sinifi (alimler) tarafindan savunulan önceki çerçeve, Dogulu -Osmanli öncesi Müslüman- düsünürler ve bilginler tarafindan ve askeriye sinifi (askerler) tarafindan savunulan sonraki çerçeve ise, Batili -Rönesans ve Aydinlanma Dönemleri Hiristiyan- düsünürler ve bilginlerinin, yalnizca bilimsel bilgi birikimini degil, bu birikimi anlasilir ve çogaltilir kilan Kuramsal Çerçeveleri de “disaridan“ ödünç aldiklari söylenebilir. (Arka Kapak)
Bu küçük çalismanin maksadi, Osmanlilar'da bilimsel çalismalari yönlendiren Kuramsal Çerçeveleri ve bu çerçeveleri kuran temel etmenleri belirlemektir. Osmanli bilginleri, dogayi incelerken ve doganin bilgisini ararken, Yaratici-Yaratilan Iliskisi'ni öne çikaran ve Orta Çag Islâm Dünyasi'ndan miras alinan bir yaklasim içerisindeydiler; kisacasi onlar için önemil olan, dogada bulunan nesneleri ve bu nesnelerin neden olduklari olgulari aklî bir çabayla kavramak degil, Yaratilan olarak görülen bu unsurlarla, Yaratan olarak görülen tanri unsuru arasindaki zorunlu baglantilari kavramakti; böylece aslinda yapmak istedikleri sey, Yaratilanlar'in bilgisinden Yaratan'in bilgisine ulasmak ve “Müslüman“ Insan'i bu bilgiye göre yeniden temellendirmekti. Dolayisiyla, Yaratan, Yaratilanlar, ve bunlar arasinda en serefli olduguna inanilan “Insan“, birbirleriyle iliskileri içinde ve bir arada anlasilmak isteniyordu. Osmanli tarihi boyunca, birbiriyle baglantisi olmayan iki Kuramsal Çerçeve'den yararlanildigi ve bunlardan birincisinin 14. ve 19. yüzyillar arasinda ve ikincisinin ise, 19. ve 20. yüzyillar arasinda yogun bir biçimde kullanildigi anlasilmaktadir. Her iki çerçeve de özgün ve Osmanli bilginlerinin bilimsel çabalarinin bir mahsulü degildir; ilmiye sinifi (alimler) tarafindan savunulan önceki çerçeve, Dogulu -Osmanli öncesi Müslüman- düsünürler ve bilginler tarafindan ve askeriye sinifi (askerler) tarafindan savunulan sonraki çerçeve ise, Batili -Rönesans ve Aydinlanma Dönemleri Hiristiyan- düsünürler ve bilginlerinin, yalnizca bilimsel bilgi birikimini degil, bu birikimi anlasilir ve çogaltilir kilan Kuramsal Çerçeveleri de “disaridan“ ödünç aldiklari söylenebilir. (Arka Kapak)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.