Savaşan Dünya ve Türkiye

Medeniyet seviyesi ve teknolojik gelişme ilerledikçe daha bir huzur içinde yaşanabileceği düşünülen dünyamızda, tam aksine, her geçen gün etraftaki tehlikelerin gittikçe arttığına tanık olmaktayız. Barış, unutulan bir deyim; savaş, beraber yaşanılan günlük bir olay olmak yolunda.Kendi ülkemizde, Türkiye'de durum çok farklı değil. Doğrudur, 60 küsur senedir savaş denen felaket sınırlarımızdan uzak kalmıştır ama, dört tarafı dostlarla çevrili, iç problemlerini halletmiş, tek davası olan ekonomik kalkınmanın sihirli heyecanını yeni yeni hissetmeye başlamış 1930ların Türkiyesi bugün ne kadar uzak bir hayal.Ne dünyadaki, ne Türkiye'deki bu gelişim dünden bugüne ortaya çıkmadı. Her şey,l. Dünya Savaşı sonunda, galip devletlerin dünyaya yerleştirmek istedikleri Versailles Sistemi ile başladı. Türkiye'nin iç ve dış meselelerinin tamamına yakın kısmı da Cumhuriyet kadar eskidir.Ne var ki, dünyada olduğu kadar, Türkiye'de de pek az kimse geçmiş günlerin olaylarını biliyor veya hatırlıyor. Bu bilmeyiş ve hatırlamayış bugünkü problemlerimizin çoğunu daha anlaşılmaz, daha içinden çıkılmaz gibi gösteriyor. Bundan da daha tehlikelisi, genç kuşaklar, bugünlere nasıl gelindiğini düşünmeden, yaşanan olayların, günlük hadiselermiş gibi halledilebileceği kanısına varabiliyorlar ve tarih tekerrür etmeye başlıyor.Bu kitap işte böyle bir eksikliği gidermek, dünyanın ve Türkiye'nin bugünlere nasıl geldiğini merak edenlere bir ışık tutmak için yazılmıştır.