Tanrıların Elinin Değdiği Kapadokyanın Mitolojik Hikayesi

Bu kitapta mitoloji ile tarihin nasıl birleştiğini okuyacaksınız. Mitolojiyi pek önemsemeyiz. Halbuki mitoloji insanlık tarihinin bilinmesi gereken en önemli kaynağıdır. * * * …Tanrıların kavgaları farklı olur tabii. Zeus'un fırlattığı yıldırımlar ışık seli gibi inerdi Erkiyas'ın tepesine. Çok büyük fırtınalar gördüm ama Zeus'un Erkiyas'a fırlattığı yıldırımlar gibi ışık fırtınası görmedim. Yerden göğe doğru yükselmiş çok büyük ağaçlar gördüm ama gökten aşağı sarkan ateş olmuş ışık ağacı görmedim. Görüntüsü o kadar güzeldi ki, insan doyamıyordu seyrine ama yere indiğinde yakıyor, kavuruyordu değdiği yeri, her şeyi öldürüyordu… * * * …İlk dersimiz madde ve mana Tanrıça Anu başladı anlatmaya; “Dünya kurulduğundan bu güne ve bu günden ömrünün biteceği son güne kadar eğitimin iki sihirli kelimesi olacak. Tüm dünyayı ve evreni bu iki kelimeyle açıklayabilirsin. İlimin ve bilginin tüm kapıları bu iki kelimeyle açılır. Eğitimimiz süresince bu iki kelimenin anlamı üzerinde duracağız, bunun dışına çıkmayacağız. Evrenin nasıl yaratıldığını çok iyi bilmelisin. -Yaradan ibretlik bir evren yaratmış ama biz onu, insanın yaradılışındaki ahlaki olmayan hikayelerle hayretlik duruma düşürdük- diyeceksin. * * * ….Güzel atları Kapadokya'ya getiren Epona, atlardan birinin katır doğurduğunu görünce Teşup'a küsmüş, Kapadokya'yı terk etmiş. Katırlar da, kendilerini kabul etmeyen Epona'ya küsmüşler, tanrıçalıktan reddetmişler. Ne eşekleri baba, ne de atları ana kabul etmişler. O gün bu gündür, düz ovada katıra pek rastlanmaz. Dağda çalışırlar daha çok…* * * …Mavi üzüm getirmemişti, şarap Tanrısı Dionysos. “Neden mavi üzüm getirmedin” diye sorar Teşup. “Gök Tanrısı izin vermedi” der Dionysos. “Ben aslında maviyi de getirecektim. Neden izin vermediğini sen de sor” der Teşup'a. Teşup, göğe bakar ve Gök Tanrısına “Neden mavi üzüme izin vermediniz?” diye sorar…. * * *