9786053751984
413931
https://www.munzevikitabevi.com/tebaa
Tebaa
38.40
Heinrich Mann'in, otoriter kisiligin olusumunu canli bir biçimde betimleyen ve basyapiti olarak taçlandirilan romani Tebaa, Alman toplumunun alelade bir karakteri olan Diederich Hessling'in hayat hikâyesi üzerinden 19. yüzyil safagindaki Kayzer Almanyasi'nin toplumsal iliskilerini gözler önüne seriyor. Itaatkâr, korkak, medeni cesaret yoksunu, konformist bir iktidar destekçisi olan Hessling, romanda, bir yandan baskalarina acimasizca siddet uygulamaktan baska yetenegi olmayan ve Kayzer Almanyasi'nin o bogucu hiyerarsik iliskileri sayesinde güce erismis bir zorba, diger yandan egemen toplumsal iliskiler tarafindan yaratilan ve bu gayrisahsi bütünden, acimasiz ve insan onurunu hiçe sayan bu mekanik organizmadan muzdarip bir tebaa olarak tasvir edilir. Mann'in Birinci Dünya Savasi'nin arefesinde kaleme aldigi, ancak hemen yasaklandigi için ilk baskisi 1918 yilinda yapilabilen bu kitabi, içerik ve yazildigi döneme iliskin tipik özellikleri bir yana birakilirsa, betimledigi iliskiler ve toplumsal-siyasal atmosferiyle günümüz Türkiye'sinde yazilmisçasina aktüel bir metin. “O zamanlar oldugu gibi, hâlâ bile müesses düzen, Alman'dan aldi ve Alman'a verdi: Ondan bireysel özgürlügünü aldi ve ona baskalari üzerinde tahakküm kurmayi verdi. Hepsi uysal uysal tahakküm altina girmeyi kabul etti, tek baskalarina hükmedebilselerdi! Ve hükmettiler. Polis yayaya, astsubay acemi ere, kaymakam köylüye, çiftlik kahyasi rençpere, memur kendisine isi düsen vatandasa hükmetti. Ve herkes, her zaman sadece böyle bir makam, böyle bir mevki elde etmek için çirpinip durdu – elde ettiginde de gerisi kendiliginden geldi. Geriye kalan, itaat etmek, yönetmek, hükmetmek ve emretmekti.” Kurt Tucholsky
Heinrich Mann'in, otoriter kisiligin olusumunu canli bir biçimde betimleyen ve basyapiti olarak taçlandirilan romani Tebaa, Alman toplumunun alelade bir karakteri olan Diederich Hessling'in hayat hikâyesi üzerinden 19. yüzyil safagindaki Kayzer Almanyasi'nin toplumsal iliskilerini gözler önüne seriyor. Itaatkâr, korkak, medeni cesaret yoksunu, konformist bir iktidar destekçisi olan Hessling, romanda, bir yandan baskalarina acimasizca siddet uygulamaktan baska yetenegi olmayan ve Kayzer Almanyasi'nin o bogucu hiyerarsik iliskileri sayesinde güce erismis bir zorba, diger yandan egemen toplumsal iliskiler tarafindan yaratilan ve bu gayrisahsi bütünden, acimasiz ve insan onurunu hiçe sayan bu mekanik organizmadan muzdarip bir tebaa olarak tasvir edilir. Mann'in Birinci Dünya Savasi'nin arefesinde kaleme aldigi, ancak hemen yasaklandigi için ilk baskisi 1918 yilinda yapilabilen bu kitabi, içerik ve yazildigi döneme iliskin tipik özellikleri bir yana birakilirsa, betimledigi iliskiler ve toplumsal-siyasal atmosferiyle günümüz Türkiye'sinde yazilmisçasina aktüel bir metin. “O zamanlar oldugu gibi, hâlâ bile müesses düzen, Alman'dan aldi ve Alman'a verdi: Ondan bireysel özgürlügünü aldi ve ona baskalari üzerinde tahakküm kurmayi verdi. Hepsi uysal uysal tahakküm altina girmeyi kabul etti, tek baskalarina hükmedebilselerdi! Ve hükmettiler. Polis yayaya, astsubay acemi ere, kaymakam köylüye, çiftlik kahyasi rençpere, memur kendisine isi düsen vatandasa hükmetti. Ve herkes, her zaman sadece böyle bir makam, böyle bir mevki elde etmek için çirpinip durdu – elde ettiginde de gerisi kendiliginden geldi. Geriye kalan, itaat etmek, yönetmek, hükmetmek ve emretmekti.” Kurt Tucholsky
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.