8690101932816
440285
https://www.munzevikitabevi.com/teorik-bakis-6-toplumbilim-dergisi
Teorik Bakış 6 Toplumbilim Dergisi
12.62
Ulus Baker Dolaylı Eylemde 1975 yılından itibaren, siyasi alanın Aydınlanmacı düşüncenin ötesinde, "İslami köktencilik veya eski milliyetçi hınçların uyanışı" tarafından belirlendiğini yazmıştı. Buna göre "eski Aydınlanmacı" retorik olgusal olarak iflas etmiştir. Ulus Baker, 1783 yılında "Aydınlanma Nedir?" sorusunu öne süren Kant'a uzak değildir. Bundan tam iki yüz yıl sonra Foucault da dikkatimizi aynı noktaya çekmişti: Ona göre, hâlâ "Şu an ne bilebilirim?", "Şu an ne yapabilirim?" ve "Şu an ne umabilirim?" sorularını soran Kant'ın üç eleştirisi geçerlidir. Bu anlamda, Ulus Baker de Kant'ın hakkını verecektir: Foucault'ya atıfla söylediği gibi, "Eğer Kant'ın 'eleştirel felsefesi' sözünü ciddiye alacaksak", kurumların birbirlerini taklit ederek, birbirlerinden ilham alarak ortaya bir diyagram çıkardıkları gerçeğini de ciddiye almalıyız. Bu ifade, bizi bir bakıma teori ve pratik arasındaki ilişkiye de bağlar. Ulus Baker pratik olana yönelik teorik okumalar yapan bir araştırmacı-düşünürdü. Teorik veya sezgisel bilgi olmadan kurumların pratik ithalinin olamayacağına yönelik analizi, bugün de geçerlidir.
Ali Akay
Bu, Osmanlı modernleşmesi sırasında ve sonrasında bu coğrafyada yaşamayı hâlâ sürdürdüğümüz temel sorunlar arasındadır: Kurumlar ithal edilmektedir ama mantıkları, yani Kantçı deyişle şemaları, yani nasıl üretildiklerinin bilgisi ve sezgisi ithal edilmeden; kurumlar ithal edilmektedir ancak içkin eleştirilerinden haberdar bile değiliz. Söz ile fiziki dünya arasındaki mesafenin bu denli açılması kurumların çok "kolaycı" bir kabulünün yanısıra, onlara yönelik eleştirilerin de zorlaşmasına yol açabilir.
Ulus Baker
(Siyasal Alanın Oluşumu Üzerine Bir Deneme, On Yıl Sonrası İçin Önsöz'den)
Ulus Baker Dolaylı Eylemde 1975 yılından itibaren, siyasi alanın Aydınlanmacı düşüncenin ötesinde, "İslami köktencilik veya eski milliyetçi hınçların uyanışı" tarafından belirlendiğini yazmıştı. Buna göre "eski Aydınlanmacı" retorik olgusal olarak iflas etmiştir. Ulus Baker, 1783 yılında "Aydınlanma Nedir?" sorusunu öne süren Kant'a uzak değildir. Bundan tam iki yüz yıl sonra Foucault da dikkatimizi aynı noktaya çekmişti: Ona göre, hâlâ "Şu an ne bilebilirim?", "Şu an ne yapabilirim?" ve "Şu an ne umabilirim?" sorularını soran Kant'ın üç eleştirisi geçerlidir. Bu anlamda, Ulus Baker de Kant'ın hakkını verecektir: Foucault'ya atıfla söylediği gibi, "Eğer Kant'ın 'eleştirel felsefesi' sözünü ciddiye alacaksak", kurumların birbirlerini taklit ederek, birbirlerinden ilham alarak ortaya bir diyagram çıkardıkları gerçeğini de ciddiye almalıyız. Bu ifade, bizi bir bakıma teori ve pratik arasındaki ilişkiye de bağlar. Ulus Baker pratik olana yönelik teorik okumalar yapan bir araştırmacı-düşünürdü. Teorik veya sezgisel bilgi olmadan kurumların pratik ithalinin olamayacağına yönelik analizi, bugün de geçerlidir.
Ali Akay
Bu, Osmanlı modernleşmesi sırasında ve sonrasında bu coğrafyada yaşamayı hâlâ sürdürdüğümüz temel sorunlar arasındadır: Kurumlar ithal edilmektedir ama mantıkları, yani Kantçı deyişle şemaları, yani nasıl üretildiklerinin bilgisi ve sezgisi ithal edilmeden; kurumlar ithal edilmektedir ancak içkin eleştirilerinden haberdar bile değiliz. Söz ile fiziki dünya arasındaki mesafenin bu denli açılması kurumların çok "kolaycı" bir kabulünün yanısıra, onlara yönelik eleştirilerin de zorlaşmasına yol açabilir.
Ulus Baker
(Siyasal Alanın Oluşumu Üzerine Bir Deneme, On Yıl Sonrası İçin Önsöz'den)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.