Türkeş

Alpaslan Türkes gerçekten BILGE bir kisi idi. "Siyaset ve idarede hâkim" tabirinin karsiligi olan bilgeligi ile hayran oldugu bu milletin tarihini çok iyi bilmekteydi. Hemen ifade edelim ki basarili olamayan devlet adamlarinin en büyük kusuru "tarih bilmemekte" görülmektedir. Iste bu hususu çok iyi benimsemis olan rahmetli Türkes'in diger devlet adami geçinen insanlardan en büyük farki burada kendisini hissettirmektedir. Rahmetlinin tarihi çok iyi bilmesi kendisine tarih suurunun uyanmasina vesile olmus ve bu suuru hayati boyunca benliginde muhafaza ederek nesillere aktarmasini bilmistir.Rahmetli akilli ve bilgili bir insandi. Bu vasiflarini milletinin ve devletinin bekasi yolunda gece uyumadan gündüz oturmadan kullanmis yerine göre ögütler vererek, eserler yazarak ülke üzerinde oynanan oyunlari gözler önüne sermistir. Rahmetli dogruluktan ayrilmayan dürüst bir insandi. Yusuf Has Hacib'in belirttigi gibi insanlik dogrulugun adidir. Basbug ayni zamanda fazilet sahibi idi. Bu meyanda yumusak huylu alçak gönüllü himmet ve haya sahibi olarak temayüz etmisti.Türkes sözünde duran ve verdigi sözden de dönmeyen bir yapiya da sahipti. Rahmetli sabirli, merhametli, sefkatli, tatli dilli, gönlü temiz, anlayisli, tok gözlü idi. Bunun yaninda yalandan hiç hoslanmazdi, ayrica magrur ve kibirli oldugu da görülmemistir. Rahmetli Türkes'in en büyük vasiflarinin basinda "takva" sahibi olmasi gelmektedir. Gerçekten Allah korkusu ile ömrünü tamamlamis idi. Takva sahibi olma meziyetini hiç aklindan çikarmadigi içinde nefsine hâkim olabilmis, harama el uzatmamis, kumar oynamamis kin gütmemis, varliginin fani oldugunu unutmamis ve en mühimi de Allah'a kulluk etme suuru ile hareket ederek ibadet etme vazifesini de ihmal etmemistir.