Uğultulu Sahiller

"Ugultulu Sahiller", belgesel bir roman tadinda yazilmistir. 2. Mesrutiyet ile Cumhuriyet'in ilk yillari arasinda geçen romanda olaylar kimi zaman gerçekten yasamis olan Rukiye adli küçük bir kizin agzindan anlatilmaktadir. 1908 yilinda dogan küçük Rukiye'nin çocuk ruhunda, 1. Dünya Savasi ve ardindan gelen acili Yunan isgal yillari derin yaralar açmistir. Özellikle Kasim 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi sonucu Türk Ordusu dagitilmis askerlerin büyük çogunlugunu terhis edilmistir. Kuvayi Milliye döneminin düzensiz milis güçlerini olusturan insanlarin psikolojik durumlarini Sevket Süreyya Aydemir söyle anlatir: "Gönüllü Halk güçlerinde Ben'lik duygulari kolektif ruhtan daha üstündür. Kisisel davranislar, söhret kaygilari, kiyafet, gösteris, sivrilmek, eski çevrenin üstünde görünmek egilimleri gibi ilkel fakat itici ruh halleri agir basar." Ancak düzenli ordular kuruluncaya kadar geçen sürede düsmanin karsisinda Kuvayi Milliye, -iletisimsizlik, esgüdüm mekanizmasindaki aksakliklara karsin çok önemli direnis göstermeyi basarmistir. Kuvayi Milliye döneminde: "Yahu Mesrutiyetmis, hürriyetmis, esitlikmis... Bana ne bunlardan? Benim aklim fikrim sende yavrum" diyen kimileri; çevresinde gelisen olaylarla hiç ilgisi olmayan ben merkezli, kisisel çikar pesinde kosarken, "Bir kaç kiçi kirik tüfekle koskoca Düveli Muazzama'ya karsi çikmak deliliktir." diyenler de çikmistir. Öte yanda, kitlesel var olma ya da çok olmanin sinirinda yasadiklarina inandiklari isgal günlerinde, asklarini gelecek güzel kurtulus yillarina erteleyenler... Duygularini bastiris gerekçelerinin, vatanlarinin kurtulusu adina bir milli özveri olduguna inanan üstü örtük sevdalilar... yer almistir. Bu kitap, düzenli ordular kurulmadan önceki Kuvayi Milliye dönemine odaklanmistir.