9789944339216
399391
https://www.munzevikitabevi.com/uretim-surecinde-sakat-emegi
Üretim Sürecinde Sakat Emeği
40.00
Sakatlığın "medikal" ve "sosyal tanım"ı çerçevesinde ortaya çıkan güncel kavramsallaştırmalar ve bu bağlamda öne sürülen görüşler, sadece gerçeğin dışa vuran somut bir yönüne işaret etmektedir.Zira yaşamda, doğanın bizim varoluşumuzdan bağımsız bir varlığa sahip olması gibi sakatlığın da bizim öznelliğimiz dışında kendine özgü bir nesnelliğe sahip olduğu açıktır. Böylece sakat birey, kendi deneyimlerini dilin yerleşik kavramları aracılığıyla, kendisine değil herkese ait olan formlar içinde anlatmak zorunda kalmaktadır.Öte yandan da tanımlar, hem bizi gerçeklerle uyumlu olan bilgilere götürmek, hem de gerçeğin aslına uygun biçimde kavranabilmesinin yolunu açmak zorundadır. Tanımlar bunun yanı stra da pratikte hayatı kolaylaştıran tarzda gerçeğin kavranması ve dönüştürülerek yeniden üretilmesi noktasında yaratıcı ve ön açıcı olmak durumundadır... Ancak, yeryüzünde insan soyunun yarısını oluşturan kadının bile, cinsiyetinden ötürü "eksik" "noksan" (eksik etek) dolayısıyla sakat sayıldığı bir dünyada, mutlak anlamda bir sakat tanımına ulaşmak da mümkün görünmemektedir. Sakatlığın "çıplak gerçeklik"gibi doğrudan kavranabilen bir duruma işaret etmediği koşullarda, bizim bu konuda herhangi bir mutlak tanımlama yapmamıza da olanak yoktur. Kaldı ki, doğa açık bir dizge olduğu için, hem kendisiyle hem de çevresiyle iletişim halindedir. Bu; virtüel olania, aktüel olanın, fiili olanla fiili olmayanın iç içe ve iletişim halinde olduğu anlamına gelir. Ancak, geleneksel bilimin klişe yaklaşımlarının da "mutlak doğru"olmadığını biliyoruz.Çünkü madde canlıdır. Hem kendi iç enerjisi ve çelişkileriyle hem de dışarıdan gelen enerji ile birlikte yaşar. Madde kendini yeniden üretir ve böylece bu sürekli gelişmenin her aşamasında biz onu gözlediğimiz verili nokta itibariyle algılayabilir ve onun olası yönelimleri üzerinde mutlak olmayan çıkarsamalar yapabiliriz. Bu sonsuz ve değişken hareketlilik, süreç yapılar hakkında mutlak kavramlaştırmalar yapma olanağını da doğal olarak bize tanımaz. Bu nedenle de kapitalizmin verili bir gelişme aşamasında; doğada ve toplumda, kapitalizme özgü çelişkilerin varlığını sürdürdüğü koşullarda mutlak anlamda bir kesinliğin olmayacağı bilinmektedir.Mutlak olanın sadece görünüşte, gelişmenin belli bir anında, bozulmaya yazgılı bir denge durumunun geçici bir dışa vurumu olduğu görünmektedir. Sürecin bu görünürdeki anını, genel-geçer bir yargıdan, tanım anlamında bir sonuca götürmek çabası, yanılgıyı mutlaklaştırmaktan başka bir anlama gelmez. Sakatı, onların dışında kalan diğer toplum kesimleriyle eşitleme çabası ve bunun da yeni tarzda adlandırılması amacı, verili duruma oranla bir ilerlemeyi temsil etse de, bu ilerleme yine de Marks'ın deyişiyle (eşit haklar mücadelesi) burjuva sınırlar içinde kalacaktır. Ne var ki, elbette toplumsal yaşamın ilerleyen canlılığı içinde, sakat tanımının işaret ettiği toplum kesimleri değişim gösterecek, farklılaşacak, statü kazanacak vb. ancak bu canlılık ve dönüşüm tek bir tanımın sınırları içine sığmayacaktır. Bu sığmama durumu onların sınıflar tablosu içinde hangi yana ait olduklarına göre de farklılıklar gösterecektir. Hatta "emek, yalnızca bir yaşam aracı değil yaşamın birincil gereksinmesi haline gelmesinden sonra; bireylerin her yönüyle gelişmesiyle birlikte, üretici güçlerin de artması ve bütün kolektif zenginlik kaynaklarının gürül gürül fışkırmasından sonra herkesten yeteneğine göre, herkese gereksinmesine göre" (Marx, 1989, s. 31) yazılı bir bayrağa sahip olsa bile; ekonomik sermayesini tamamlamış, "sembolik sermayecinde de belli bir artışa tanık olmuş "sakat birey", kendini işaret eden bir tanıma gereksinmesi olmasa da, yine de kendini ima eden bir tanımın varlığını sürekli hissedecektir. Zira o koşullarda bile, Einstein'ın,"ön yargıları parçalamak atomu parçalamaktan daha zordur"yollu öngörüsü yine hükmünü sürdürmeye devam edecektir.
Sakatlığın "medikal" ve "sosyal tanım"ı çerçevesinde ortaya çıkan güncel kavramsallaştırmalar ve bu bağlamda öne sürülen görüşler, sadece gerçeğin dışa vuran somut bir yönüne işaret etmektedir.Zira yaşamda, doğanın bizim varoluşumuzdan bağımsız bir varlığa sahip olması gibi sakatlığın da bizim öznelliğimiz dışında kendine özgü bir nesnelliğe sahip olduğu açıktır. Böylece sakat birey, kendi deneyimlerini dilin yerleşik kavramları aracılığıyla, kendisine değil herkese ait olan formlar içinde anlatmak zorunda kalmaktadır.Öte yandan da tanımlar, hem bizi gerçeklerle uyumlu olan bilgilere götürmek, hem de gerçeğin aslına uygun biçimde kavranabilmesinin yolunu açmak zorundadır. Tanımlar bunun yanı stra da pratikte hayatı kolaylaştıran tarzda gerçeğin kavranması ve dönüştürülerek yeniden üretilmesi noktasında yaratıcı ve ön açıcı olmak durumundadır... Ancak, yeryüzünde insan soyunun yarısını oluşturan kadının bile, cinsiyetinden ötürü "eksik" "noksan" (eksik etek) dolayısıyla sakat sayıldığı bir dünyada, mutlak anlamda bir sakat tanımına ulaşmak da mümkün görünmemektedir. Sakatlığın "çıplak gerçeklik"gibi doğrudan kavranabilen bir duruma işaret etmediği koşullarda, bizim bu konuda herhangi bir mutlak tanımlama yapmamıza da olanak yoktur. Kaldı ki, doğa açık bir dizge olduğu için, hem kendisiyle hem de çevresiyle iletişim halindedir. Bu; virtüel olania, aktüel olanın, fiili olanla fiili olmayanın iç içe ve iletişim halinde olduğu anlamına gelir. Ancak, geleneksel bilimin klişe yaklaşımlarının da "mutlak doğru"olmadığını biliyoruz.Çünkü madde canlıdır. Hem kendi iç enerjisi ve çelişkileriyle hem de dışarıdan gelen enerji ile birlikte yaşar. Madde kendini yeniden üretir ve böylece bu sürekli gelişmenin her aşamasında biz onu gözlediğimiz verili nokta itibariyle algılayabilir ve onun olası yönelimleri üzerinde mutlak olmayan çıkarsamalar yapabiliriz. Bu sonsuz ve değişken hareketlilik, süreç yapılar hakkında mutlak kavramlaştırmalar yapma olanağını da doğal olarak bize tanımaz. Bu nedenle de kapitalizmin verili bir gelişme aşamasında; doğada ve toplumda, kapitalizme özgü çelişkilerin varlığını sürdürdüğü koşullarda mutlak anlamda bir kesinliğin olmayacağı bilinmektedir.Mutlak olanın sadece görünüşte, gelişmenin belli bir anında, bozulmaya yazgılı bir denge durumunun geçici bir dışa vurumu olduğu görünmektedir. Sürecin bu görünürdeki anını, genel-geçer bir yargıdan, tanım anlamında bir sonuca götürmek çabası, yanılgıyı mutlaklaştırmaktan başka bir anlama gelmez. Sakatı, onların dışında kalan diğer toplum kesimleriyle eşitleme çabası ve bunun da yeni tarzda adlandırılması amacı, verili duruma oranla bir ilerlemeyi temsil etse de, bu ilerleme yine de Marks'ın deyişiyle (eşit haklar mücadelesi) burjuva sınırlar içinde kalacaktır. Ne var ki, elbette toplumsal yaşamın ilerleyen canlılığı içinde, sakat tanımının işaret ettiği toplum kesimleri değişim gösterecek, farklılaşacak, statü kazanacak vb. ancak bu canlılık ve dönüşüm tek bir tanımın sınırları içine sığmayacaktır. Bu sığmama durumu onların sınıflar tablosu içinde hangi yana ait olduklarına göre de farklılıklar gösterecektir. Hatta "emek, yalnızca bir yaşam aracı değil yaşamın birincil gereksinmesi haline gelmesinden sonra; bireylerin her yönüyle gelişmesiyle birlikte, üretici güçlerin de artması ve bütün kolektif zenginlik kaynaklarının gürül gürül fışkırmasından sonra herkesten yeteneğine göre, herkese gereksinmesine göre" (Marx, 1989, s. 31) yazılı bir bayrağa sahip olsa bile; ekonomik sermayesini tamamlamış, "sembolik sermayecinde de belli bir artışa tanık olmuş "sakat birey", kendini işaret eden bir tanıma gereksinmesi olmasa da, yine de kendini ima eden bir tanımın varlığını sürekli hissedecektir. Zira o koşullarda bile, Einstein'ın,"ön yargıları parçalamak atomu parçalamaktan daha zordur"yollu öngörüsü yine hükmünü sürdürmeye devam edecektir.
Axess Kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 40,00 | 40,00 |
2 | 20,80 | 41,60 |
3 | 14,13 | 42,40 |
6 | 7,20 | 43,20 |
9 | 4,89 | 44,00 |
Bonus Kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 40,00 | 40,00 |
2 | 20,80 | 41,60 |
3 | 14,13 | 42,40 |
6 | 7,20 | 43,20 |
9 | 4,89 | 44,00 |
Paraf Kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 40,00 | 40,00 |
2 | 20,80 | 41,60 |
3 | 14,13 | 42,40 |
6 | 7,20 | 43,20 |
9 | 4,89 | 44,00 |
Maximum Kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 40,00 | 40,00 |
2 | 20,80 | 41,60 |
3 | 14,13 | 42,40 |
6 | 7,20 | 43,20 |
9 | 4,89 | 44,00 |
World Kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 40,00 | 40,00 |
2 | 20,80 | 41,60 |
3 | 14,13 | 42,40 |
6 | 7,20 | 43,20 |
9 | 4,89 | 44,00 |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.